2014 Yerel Seçimleri’nin yaklaşmasıyla birlikte, Gerede gündeminde birçok siyasi kimliğin belediye başkanlığı için, projelerini konuşturacağı görülüyor.
AK Parti’de aday adaylığı süreci ve temayül yoklamalarının tamamlanmasıyla, önümüzdeki günlerde Gerede adayının kesinleşeceği bilgisine ulaşıldı.
Diğer siyasi partilerde adaylık veya aday adaylığı konusunda sessizlik devam ederken, Saadet Partisi Gerede İlçe Başkanı Kemal Akın, bir dizi açıklamalarda bulundu.
SP’nin adayı, anket ve istişare ile belirlenecek!
Görev istenilmez, verilir anlayışıyla hareket ettiklerini aktaran Akın,
“Malum olduğu üzere, yerel seçimlere 5 aydan daha kısa bir zaman kaldı. Geredeli’lerin en çok merak ettikleri konulardan biri de Saadet Partisi’nin Belediye Başkan Adayı’nın kim olacağı. Bizler; Gerede İlçe Teşkilatı olarak, çalışmalarımızı sessiz ve derinden sürdürmekteyiz. Bolu il başkanlığımız ve genel merkezimiz de Gerede’mize büyük önem vermektedir. Saadet Partisi Genel Başkanlığı, halkın gönlündeki başkan adayını öğrenebilmek için, ilçemizde bir anket çalışması yaptırmaktadır.
Millî Görüş’ün çizgisinde yürüyen bizler, aday adayı olarak partimize başvuran kardeşlerimizle birlikte, Gerede’yi en güzel şekilde yönetebilecek ve gelişimine katkıda bulunabilecek kimselere, ziyaretler düzenleyerek, istişarelerde bulunmaktayız.
Allah’ın izniyle; Gerede’ye bir 5 yıl daha kaybettirmemek için, elimizden geleni yapmaktayız. Siz değerli Geredeli’lerin de desteğiyle bunu başaracağımıza inanıyorum.
Bu vesileyle, her ortamda bizlere desteklerini ileten tüm hemşerilerimize teşekkür etmek istiyorum. Bu teveccühünüze layık olmak için, tüm teşkilatımızla beraber son hızla çalışıyoruz.
İnşallah, çok yakında Gerede’ye ve Geredeli’lere layık bir belediye başkan adayıyla karşınıza çıkacağız.” şeklinde konuştu.
“Bedava kitap vermekle, eğitim kalitesi artırılamıyor”
Eğitimcilerin unutulmaması gerektiğini belirterek; öğretmenlerin, yılda bir gün değil, her gün “özel” olduklarını hatırlatan Akın, ifadelerine şöyle devam etti:
“Tüm eğitimcilerimizin öğretmenler gününü kutlarım. Öğretmenlerimizin karşı karşıya bulundukları zorluklara rağmen, ortaya koydukları gayret ve fedakârlık, her türlü takdirin üzerindedir. Bu vesile ile, Hz. Ali’nin “bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum,” sözünü hatırlatmak isterim. Bu vecize de bize anlatmaktadır ki; anneler gibi öğretmenlerin de hakkı ödenmez ancak onların bizlere haklarını helal etmelerini bekleyebiliriz.
Tam bugünlerde ortaya atılan yüz binlerce eğitim camiası mensubunu rahatsız eden dershanelerin kapatılması tartışmalarına değinmek istiyorum.
Her vesile ile, ileri demokrasi ve serbest piyasa ekonomisinden bahseden hükümet, maalesef bu konuda adı geçen kavramları unutmuş görünüyor. Milli Eğitim Bakanlığı’na göre 120 bin, eğitim sendikalarına göreyse 250 bin öğretmen açığı bulunuyor. Okullarımızın eğitim kalitesi her geçen gün daha da düşmekte. Bedava kitap vermekle, eğitim kalitesi artırılamıyor. maalesef. Çeşitli ortamlarda görüştüğümüz öğretmenlerimiz, verilen kitapların çok yetersiz olduğunu ve bu sebeple, ek kaynaklara yönelmek durumunda kaldıklarını belirtiyor.
Eğitim sisteminin sorunlarını çözüp, dershanelere olan ihtiyacı ortadan kaldırmak yerine, dershaneleri zorla kapatmak, eski bir Millî Eğitim Bakanı’na ait olduğu iddia edilen, “Okullar olmasaydı, Millî Eğitim’i çok güzel idare ederdim.” sözünü akla getiriyor.
