KAZIM ÜNLÜOL’UN KALEMİNDEN: BECERİ YARIŞMASI

featured

Beceri Yarışması

Geçen hafta Bolu dışındaydım. İç Anadolu’nun güneyinde, geçmişte Türkçe’den başka dil konuşulmayacağının ilan edildiği şehirde.

Şehir merkezi kısmen yenilenmiş olsa da bazı kenar mahaller hemen her eski yerleşimde gördüğüm gibi geçmişi yansıtıyor. Yeni yerleşimler parklar bahçelerle daha derli toplu, planlı görünüyor. İş yeri isimlerinin çoğunluğu mahalli yönetimin tedbirine ve uyarısına rağmen Türkçe’yi ilan eden Bey’in kemiklerini sızlatmaya devam ediyor. Bu durum şimdi hemen her yerde görülen kültürel yozlaşmanın açık işareti.

Yozlaşma keşke bu kadar kalsa, değil işte;

Pazar yerlerini gezip satıcılara kulak veriyorum. Bazı satıcılar kendi aralarında mal satma işinde beceri yarışması yapıyor. Biri diyor ki “Mesele iyi malı satmada değil,  hepsini aynı paraya satmakta, benim satamayacağım mal yok!” O sırada bir müşteri tezgâhta mükemmel sıralanmış meyveyi alırken, satıcı işaret ve başparmağı ile bir iyiyi, diğer parmakları ile arkasındaki küçük, kusurlu olanları el çabukluğu poşetleyip, hızlıca tartıp veriyor. Böylece yarışmanın galibi oluyor! Eh akşam evinde çocuklarına helal lokma! yedirmenin keyfine eriyordur. Allah bilir bu helal lokma ile yetişenler de ilerde memleket için tüm maharetlerini sergilemeye başlarlar.

Şükür ki burada da haramın ne olduğunu bilenler, kusurluyu kusursuzdan ayırıp satanlar çoğunlukta.

Yine yaşadığım şehir Bolu’da beceri yarışması yapanların sayılarının oldukça az olduğunu görmekten memnum. Sanırım bunda tüketicinin hakkını korumasının etkisi önemli.

Geçmiş aylarda bilhassa zincir marketlerde ve diğerlerinde de normalin çok üzerinde fiyatlar ortaya çıkmıştı, sonra toplumsal tepkilere kulak veren idari tedbirler fiyatları kısmen düşürdü. Rakamlar böyle kaldı mı? Hayır, farkındasınızdır sanırım, etiketler kademe kademe, alıştıra alıştıra çok daha yukarılara tırmandı. Onu KDV indirimi bile durduramıyor gibi. Bir dost, bir markette bir ürünü örnek vermiş, Cuma fiyat 15 lira iken Cumartesi 20 olmuş, Pazartesi vergi indirimi ile 18.60 lira.  Fiyatın 15 liradan aşağı düşmesi gerekmiyor muydu? Tabi biz muhasebeden anlamıyoruz, işte bu da yarışmanın başka bir şekli.

Belki bu fiyatlar Avrupa’ya oranla daha düşük olabilir, ama gelire göre ve bol tüketim alışkanlığımıza göre  Ağrı Dağı zirvesi gibi. Ağrı Dağı’na herkes tırmanamıyor. Beden gücü, donanım, takım, malzeme lazım. İmkânı olmayan veya yetersiz olan ne yapar, minareyi çalmak için kılıf mı edinir? Ayağı yorgana göre uzatmak gerek, ama yorgan yırtılmış. Delik çoraptan parmak ta çıkar, topuk ta.

Allah’a şükür hayat sadece Ağrı zirvesinde değil. Yok, orada gözümüz yok. Bizim haksız kazanç yarışmasına girmemiz mümkün değil. Biliyoruz ki hayat yetim hakkı gözeten gönüllerde.

Sonuç ve çözüm yine bizlerdedir muhakkak. Emeksiz yemek yok. Planlı ve gerekli üretim, İsrafsız tüketim ilk tedbir. İşçinin hakkı alnının teri kurumadan tam olarak verilecek, pazarcı arka parmaklarını kullanmayacak, memur layığı ile hak ettiği yerde çalışacak, öğretici eğitimi tam uygulayacak, hoca ibadetin amacını zihinlere öyle yerleştirecek ki ahlak cami içinde kalmayacak.

Ahlaki çöküntüye katkıda bulunmamak için, işlerimiz hayırlı dualarla olsun.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
KAZIM ÜNLÜOL’UN KALEMİNDEN: BECERİ YARIŞMASI

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 18 Şubat 2022, 11:10

    Üstadım,yazınız güzel bir konu,Ama zaman insanlık tamamen başı boş.Edep haya bilmeze hal anlatmak mı,ne kadar zor.Bence zamanın hızlı gelişiminin de katkısı çok.Selam,Hayırlı Cumalar.Selam.

    Cevapla