Mustafa Gökkaya köşe yazısı

featured

GÜMRÜKSÜZ YÜK VAGONLARI

Uzun bir sürenin ardından şahsıma bir köşe yazısı yazma fırsatı verildiyse, zannederim ki ülkede bir dönüşüm var ve bende bu değişim ve dönüşümü canı gönülden destekliyorum. Doğru bildiğimizi ve inandığımız değerlerimizi yazmaktan hiçbir şart altında vazgeçmedik. Gün geldi yalnızlaştırıldık. Olsun dedik. Vatan için ne yapsak ne bedeller ödesek azdır dedik.  Vatan için ölmedikçe de bu mücadelemizi hiçbir güç nihayete ulaştıramaz. Haklı çıkmak bizleri emin olun hiç mutlu etmedi. Erozyona uğrayan her dini değerlerimiz her toprak parçamız canımızı yakarken nasıl mutlu olalım?

İşine gücüne bakan vatandaştan hususi bir Milliyetçilik veya eğitimli bir Vatan sevgisi beklemiyoruz. Çocuğunu seven, torununu seven herkes bugünden tezi yok var gücüyle vatanperver olmalıdır. Milliyetçiliğin, evladının huzuru, torununun güvenliği olduğunu bilen herkes, ilk fırsatta hangi safta yer alması gerektiğini bilmelidir.

Vatandaşa algı operasyonları ile empoze edilen gizlenmiş ihanetlerin bal çiçek börek diye sunulduğu zamanları yaşadık.  Elbette ki vatandaşın Türk Ceza Kanununda kendisine çizilen yasal zorunlulukları bilmesi ve uyması zorunluluğu vardır ancak; Devletin gizli istihbarı bilgilerine ve stratejik derinliklerine kafa yorması ve bir öngörüde bulunması, ya da ona göre bir önlem alması zorunluluğu yoktur. Bu görev ise öncelikle devleti yönetenlerin işi olmalıdır. Geçmişte yapılan hataları irdeleyip kimsenin canını sıkacak değilim. Tecrübeleri birlik beraberlik ruhu ile vücut buldurmak ve geleceğe emin adımlarla ilerlemenin ilk şartı geçmişten ders çıkarabilmekten geçer.

Dünyanın emperyalist güçlerinin tam bağımsız, onurlu zenginliğe izin vermemesi, vatanperver olmak ideolojisinin “onurlu fakirlik” şeklinde kültürleşmesine yol açıyor. Bu durum, eğer Türk’seniz fakir, Milliyetçiyseniz “dertli” liberal adı altında soysuzlaştıysanız zengin, Milliyetçilikten uzaklaştıysanız “mutlu” olmanızı sağlıyor! Bu gün şayet “Erbil nasıl palazlanmış, Kerkük nasıl pazarlanmış, Türkmen nasıl satılmış, Barzani referandum cüretini nereden almış?’’ sorularını kendimize soramıyor isek geçmiş olaylara kör bakmışız demektir.

Biraz irdeleyecek olursak Türkiye’de hem TÜSİAD’ı, hem MÜSİAD’ı hem de ondan ayrılan TUSKON’u aynı anda karşısına alabilecek babayiğit pek bulunmuyor. Koskoca Kerkük’ü, yani Türkmen’i ve Misak-ı Milliyi, dolayısıyla gelecekte Türkiye’nin toprak bütünlüğünü yani torunlarımızın huzur ve saadetini patates satar gibi satan patronlara, vatanperver 5000 den fazla şehit veren bir camiadan başka dokunacak, onların hatalarını, yanlışlarını yüzüne vuracak kimse ortaya çıkmıyor. Kuzey Irak’taki rant kavgası ve sonuçlarında zenginleri yüreksiz ve ciğersiz, fakirleri imkânsız ve çaresiz, siyasetçileri de paraya mukavemetsiz olan ülkenin burnu da pislikten ayrılmıyor.

Kısacası dert büyük derman önümüzde. Hiçbir modern devlet, sınırları içinde potansiyel ihanet unsurlarının barınmasına izin vermez. Kendi heveslerini müstevlilerin hain emelleriyle birleştiren kim olursa olsun, bedeli ne olursa olsun caydırılmalı, gücü ve enerjisi elinden alınmalıdır. Nitekim MHP liderinin 5000 ülkücü Kerkük için hazır çıkışı bu durumu desteklemektedir. Hükümet ise kendine verilen teskere yetkisini acilen kullanmalıdır.

Sünni gündemler oluşturarak çocuğunun eğitim derdine düşeni TEOG, paraya tamah eden zihniyeti motorlu taşıtlar vergisi ile meşgul ederek vatanın geleceğini ilgilendiren, ulusal varlığımızı dinamitleyen Kerkük ve Musul gibi bir gündemi ikinci plana atma gayretleri gözümüzden kaçmamaktadır. İslamcı postuna bürünmüş Kürtçüler Gazze ve Arakanda ümmetçilik, Diyarbakır ve Erbil’de Kürtçülük yaptıkları açık ve nettir. Marksistler, Kürtçüleri 40 yıl sırtında taşıdı, sonra da ihanet kargosunu Liberallerle, Ilımlı İslamcılar devraldı. Gerede’ye tren gelir mi bilmem ama benim saydıklarım gümrüksüz yük vagonlarıdır! Tüm oynan oyunlara karşı uykulu ve teslimiyetçi değil uyanık ve milliyetçi olmak vatanperver olmanın bana göre ön şartıdır.  İslam’ın bayraktarı ve sancaktarı olmaya en büyük namzet olduğuna inandığımız bu milletin ilelebet payidar kalabilmesi için merdiven olmaya, mücadele etmeye, can vermeye her zaman hazır ve nazırız.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Mustafa Gökkaya köşe yazısı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir