SAMET YİĞİT’İN KALEMİNDEN: GÜNCEL EKONOMİK GELİŞMELER ÜZERİNE

featured

Son günlerde mâlumunuz olduğu üzere ülkemiz ekonomik olarak zor günlerden geçmektedir. Ani kur artışları fiyat dalgalanmalarına ve piyasada belirsizliklere yol açmıştır. Merkez Bankasının faiz indirimi kararı birtakım çevrelerce olumsuz karşılanmakla birlikte; kur artışlarının ve enflasyonun ana sebebi olarak söz konusu faiz indirimi gösterilmektedir. Fakat mesele birilerinin iddia ettiği gibi sadece TL’nin değerinden ibaret değildir. Eğer TL’nin fazla değerli olması, çok iyi bir şey olsaydı 1994 ve 2001 Ekonomik Krizlerinde para birimimizin fazla değerlenmesi krizlerin ana sebeplerinden birisi olmazdı. TL’nin fazla değerlenmesi; ithalatı kolaylaştırırken, ihracatı zorlaştırmakta ve bu doğrultuda; sürdürülemez cari açıklara yol açmaktadır.

İlaveten yüksek faiz oranları; üretime, yatırıma, istihdama aktarılacak kaynakların sömürülmesine yol açmaktadır. Sn. Cumhurbaşkanımızın Faiz Sebep-Enflasyon Sonuç tezi; güncel İktisat Teorileri ile uyum göstermiyor gibi görünse de; her bir ülkenin ekonomik dengelerinin ve dinamiklerinin farklı olduğu göz ardı edilmektedir. Her ne kadar reel faiz eksi olarak görünse de nominal %15’lik bir faiz oranında; üretime gidecek büyük bir paranın faize aktarılması sebebiyle iç piyasada arz yetersizliği oluştuğu ve bunun sonucunda fiyat artışlarının yaşandığı gözlemlenmektedir.

Buna rağmen; bazı çevreler faizin kanayan derin bir yaraya pansuman yapmak gibi olduğu, yaraya dikiş atılması gerektiği, ne kadar pansuman yapılırsa yapılsın yaranın kapanmayacağı, üstüne üstlük cebimizden sürekli pansuman ücreti çıkacağını anlamamakta ısrar etmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti; Kronik Enflasyon, Cari Açık ve Bütçe Açıkları ile savaşan, fakat ne kadar savaşırsa savaşsın başladığı yere dönen bir ülkeydi. Ta ki son 2 yıla kadar. Dünyanın; COVİD-19 kaynaklı resesyon ve çeşitli arz problemleri yaşadığı bu ortamda; söz konusu gelişmelerin; kronik sorunlarımızın çözümünde ülkemiz adına bir fırsat olacağını düşünenlerdenim.  Nedenini şöyle açıklayabilirim ki;

Türkiye, 1946 yılından beri Dış Ticaret Açığı (İhracat-İthalat) veren bir ülke durumundadır ve ne yapıldıysa bu duruma bir çözüm getirilememiştir. İhracatın İthalatı Karşılama Oranı %100’ün altında olduğu ülkelerde kur artışları; kur geçişkenliği nedeniyle enflasyona neden olurken; %100’ün üzerinde olduğu ülkelerde kur artışları ülke zenginleşmesine neden olmaktadır. Bu doğrultuda ülkemizde bu oran hep %100’ün altında seyrettiği için kur dalgalanmaları ekonomik dengeyi sarsabilmektedir. Fırsat konusuna gelecek olursam; Türkiye’de Ekim ayında, İhracatın İthalatı karşılama oranı; %94,3 olarak gerçekleşmiştir.  Sadece 1 ayda yaklaşık 21 Milyar Dolar ihracat rakamına ulaşılmıştır. Bu rakamlar Türkiye Cumhuriyeti tarihinin rekorlarıdır.  Şu anki kur seviyelerinde;

-İthalat oldukça zorlaşmıştır.

-İthal mallarda tedarik sıkıntısı çekilmektedir.

-Dolayısıyla; çeşitli mal ve hizmetleri ithal ederek; yurt içinde satışını yapan, gereksiz döviz çıkışı oluşturan sektörlerde; kar marjları ciddi manada azaldığından dolayı yerli üretim mecburi hâle gelmektedir. Dışa bağımlılık giderek azalmaktadır.

Birkaç ay içerisinde; İhracatın İthalatı karşılama oranı %100 üzerine çıkabilirse ve söz konusu oranın üzerinde tutunma ve direnç gerçekleşirse; döviz kuru sürdürülebilir düşüş eğilimine geçecektir. Fakat bu işin sonunda sektörel olarak yerli üretim trendine geçilmesi sebebiyle; sürekli zenginleşmemiz devam edecektir. İlaveten faiz oranları kademeli olarak düşürülebilecektir. Deflasyonist baskıyla karşılaşıp, fiyatlar genel seviyesinde ciddi düşüşler gözlenecektir.

Yüksek Kur – Düşük Faiz politikası bugüne kadar neden uygulanmadı? sorusuna gelecek olursak, şartlar henüz oluştu. Dünyanın arz problemleri ile boğuştuğu bu dönemde; 20 yıldır ülkemize yapılan yatırımların güçlü bir üretim potansiyeli oluşturması krizi fırsata çevirecek. Türkiye çok yakında; kronik engellerini bir bir aşarak; Yüce Allah’ın izniyle faiz belasından da kurtularak engellenemez büyümesine devam edecektir. İnşallah hep beraber şahit olacağız. Bu yazımı lütfen kaydediniz. Selam ve saygılarımla.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
SAMET YİĞİT’İN KALEMİNDEN: GÜNCEL EKONOMİK GELİŞMELER ÜZERİNE

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. o zaman yarın faizi sıfır yapsınlar. kur da istediği yere gitsin. kur gittiği için piyasa da 5 TL ye satacağı bardağı firma yurtdışına 5 Euro ya satsın. ihracatımız artsın fakat biz alacak bardak bulamayalım yada 5 TL olan bardağı 50 TL ye satın alalım.

    Cevapla