EKMEK NİMETTİR

Araştırmacı – Tarihçi

EKMEK NİMETTİR                                      ozdemirince@hotmail.com

Günlük olarak soframızda tükettiğimiz ve toplum olarak soframızdan eksik olmayan en temel yiyeceğimiz EKMEK. Köy fırınında, tandırda, elektrikli fırında, odun fırınında pişirileni gibi çeşitli biçimlerde ve şekillerde yapılır EKMEK. Renkleri de kepek durumuna ve içine yapılan katkılara göre değişiklikler gösterir.

Çocukluğumuzda bize her şeyden önce ekmeğe saygıyı öğretmişlerdi. Sofrada yemek yerken dökülen kırıntılar dahi israf edilmemeye çalışılır. Ekmeğe büyük saygı gösterilirdi. Ekmek nimettir.

Ekmeğin taşıdığı anlam ve değeri özellikle yaşlılar bilmektedir. Gençler için aynı anlamı ifade etmemektedir. Çünkü onlar Kurtuluş Savaşı ve II. Dünya Savaşı dönemlerinde açlığın ve yokluğun ne demek olduğunu yaşayarak öğrenmemişlerdir. Dedemin yaptığı dua gibi “Allah yine de göstermesin!”

Babam ve dedemin kuşağından olanlar işte böyle bir yokluk ve sıkıntılı dönemden geldikleri için ekmeğe büyük saygı duymuşlardır. Belden aşağı tutulması, ayakaltına alınması, çöpe atılması büyük saygısızlıktır ve günahtır. İhtiyaç kadar ekmek alınır. İhtiyaçtan artan olmuşsa bir sonraki öğünde sofraya önce onlar gelir. Ekmek kırığı parmak ıslatılarak tek tek aranarak toplanır ve zevkle yenir. Sünnettir. Mantık yürüttüğünüz zaman ve dini açıdan baktığınız zaman diğer besin maddeleriyle ekmek arasında bir farklılık yok gibi gözükebilir. Fakat bizde ekmeğin değeri ve taşıdığı anlam başkadır. O bir nimettir.

Ekmekle ilgili şöyle bir kıssa anlatılır. Bir gün zenginlerden biri acele acele koşturarak bir yere giderken, yerde bir ekmek parçası görmüş, çiğnenmesin diye de ayağı ile yolun kenarına iteleyivermiş. Ekmeğe değer vermediğinden değil, işinin acelesinden çiğnenmesin diye ayağı ile kenara itelemiş.
Bir zaman sonra zengin adamın işleri ters gitmeye başlamış ve malları birer birer elden çıkarak çok fakir bir duruma düşmüş. Bunun sebebini halk da kendisi de bir türlü anlayamamış. Halbuki yardımsever bir insanmış da. Bir gün rüyasında kendisine; acele bir yere giderken yolda gördüğü ekmek parçasını ayağıyla itivermesinin Allah’ın hoşuna gitmediği ve bu yüzden işlerinin ters gittiği ve yoklukla imtihan edildiği söylenmiş. Adam bu rüyayı görür görmez neden bu hale düştüğünü geç de olsa anlamış ve derhal tövbe ederek, yalvarmış, yakarmış, Allah’tan affını istemiş. O günden sonra nerede bir ekmek kırığı görse, onu eğilir yerden alır, öper ve ayak değmeyecek bir yere koyarmış. Bu tövbe ve pişmanlık, ekmeğe saygı ve hürmet ile affa mazhar olmuş. Durumu düzelmiş ve eski ihtişamlı günlerine tekrar kavuşmuş ama bu defa ekmeğe ve insanlara karşı daha müşfik ve yardımsever bir kişi olmuş çıkmış. Anlatılan bu kıssadan hisse; o kadar çok ibret verici ki, etkilenmemek mümkün değil.

Ekmeğe saygı; üretirken başlamalı, satın alırken devam etmeli, tüketirken dikkat etmeli. Ekmeğe emek verip üretenler, her türlü özen ve dikkati göstermeli. El değmeden üretim, hijyenik ortam ve tertemiz bir sistem ile müşteriye ulaşmalı. Tüketici sadece alacağı ekmeğe elini değmeli. Kendi yiyeceğimiz Ekmeği satın alırken bile O`na, kirli ellerimiz ile uzanıyor – sıkıyor – mıncıklıyoruz ve el kirimizi bulaştırıyoruz!..Bir düşünün… o gün en son elinizi yıkadıktan sonra elinizin Ekmeğe değdiği zamâna kadar, elleriniz nerelere değdi?… Kâğıt paraya, bindiğiniz aracın kapı koluna, burnunuza, evraklara ve daha bir çok şeye eliniz değmedi mi? O halde o masum ter temiz ekmek; tüketicisi de dahil, her türlü temizlik ihmalkârlığının ötesinde ter temiz kalacak şekilde satışa sunulmalı.

Allah yokluğunu göstermesin ama, maalesef toplumumuzda da ekmeğe saygı kültürü devamlı azalmaktadır. Topluma yeniden ekmeğe saygı kültürü kazandırılmalıdır. Ekmek bizim en fazla değer vermemiz gereken nimetler arasında yer almalı, yokluğunda kıvranmaktansa, var iken kıymetini bilenlerden olmalıyız.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
EKMEK NİMETTİR

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir