Gerede’mizin Çevre Sorunları…

featured

Ferhat-Cetinoglu-yaziÇevre sorunları, şehirde yaşayan insanlarla doğal çevrenin etkileşiminden kaynaklanmaktadır. Doğal ortamı, yerküresini sekilendiren kayaçlar, toprak, atmosfer, yerüstü ve yeraltı suları oluşturmaktadır. Hayatın temelini oluşturan, söz konusu doğal ortam, insan yaşamının etkisi altındadır. Şehir yaşamı tıpkı bir makine gibi olup, girdilerini; doğal ortamdan sağlanan enerji, su, yiyecekler ve hammadde kaynakları, çıktılarını da; mal ve hizmet üretimi yanında her türlü katı, sıvı ve gaz atıklar oluşturmaktadır. Bu tür atıklar düzensiz şekilde ortalığa saçılırsa çevre için ciddi şekilde tehdit oluşturmakta, insan sağlığını tehdit etmekte ve birçok sorunların oluşmasını sağlamaktadır.

İnsanların yaşadıkları çevreye vermiş oldukları zarar 19. yüzyılın yarısından itibaren büyük ölçüde artmıştır. Hızlı nüfus artışı, şehirleşme, teknolojinin büyük bir hızla ilerlemesi sonucu gelişen sanayi, bu tahribatın artış sebepleri olarak gösterilebilir. Ancak, tarihi kayıtlar bize insan neslinin çok daha önce, çevresine zarar vermeye başladığını ve bunun artarak devam ettiğini gösteriyor. Ormanlarla kaplı olan bölgelerin, savaş dönemlerinde zarar gördüğü, ısınma, barınma, yerleşme ve tarla açma amacı gibi ihtiyaçların karşılanması amacı ile, daha ilk çağda ormansızlaştırıldığı bilinmektedir.

  1. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bilim ve teknoloji alanında meydana gelen hızlı gelişmeler, insanın binlerce yılda başaramadığını, yüzyıllık periyot da başarması, hırslı ilerleyişi ve yapabileceklerinin tasavvurunun güçlüğü, evrenin bir bütün olduğunun göz ardı edilmesi, bireysellik fikrinin bütünlükten üstün tutulması, nüfus patlaması gibi sebepler, günümüzde çevre sorunları olarak adlandırılan bir dizi problemlerin doğmasına sebep olmuştur.

Köylerimizin ve kırsal alanlarımızın sağlıklı, temiz, daha güzel bir görünüm kazanması, çevre ve görüntü kirliliğini önlemek, temiz çevre duyarlı topluma yönelik bilgi ve bilinçlendirme ile sürdürülebilir bir çevre oluşturulması hedeflenmelidir. İnsan yaşamı dengeler üzerine kurulmuştur. Sağlıklı yaşamın en temel şartlarından biri doğal dengesi bozulmamış, temiz bir çevrede yaşamaktır. “1982 Anayasasında belirtildiği gibi herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların görevidir.” Şeklindeki hüküm, 2872 sayılı yasanın 56.Maddesinde yer almıştır. Bu maddenin gereğini yapmak hem yerel yöneticilerin hem de bütün vatandaşlarımızın üstüne düşen bir görevdir. Bu görev basite alınacak ve önemsenmeyecek bir şey değildir. İnsanın doğal ortamdan sağlıklı bir yaşam sürmesinin yine insanların çevreye biraz daha dikkat etmekten ve çevreye önem vermekten geçtiğini bilmelidir.

 İnsanın bilimsel ve teknolojik başarıları ve kendi zekâsının ürünü olan bilimin, teknolojinin ve bunun sonucu olan hızlı nüfus artışının bedelini, kendisi ve tüm canlılar için yaşanamaz bir çevre yaratarak ödeme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Ülkemiz, nüfusu hızla artmakta ve şehirleşmekte olan bir ülke olarak, hızla büyüyen, kalabalıklaşan ve sanayi tesisleri ile kuşatılan büyükşehirlerinde, hava kirliliği, evsel atıklar, kirlenmiş yer altı ve yüzey suları, gürültü kirliliği, plansız şehirleşme, tarım alanlarının amaç dışı kullanımı gibi pek çok çevre sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Tüm bu sorunlar ülkemizde de çevre kavramının daha bilinçli telaffuz edilmesine ve çevre sorunlarının öneminin anlaşılmasına sebep olmuştur.

 Ancak şaşırtıcı olan, henüz küçük ve orta büyüklükte olan şehirlerimizin ve ilçelerimizin de çevre ile olan etkileşimde sıkıntıların gözlenmesidir. Bu şehirlerimizde bol miktarda kimyasal madde içeren evsel atıklar, metre karelerce alanda gelişi güzel toplanan katı atıkları, hava, su, gürültü ve görüntü kirliliği, şehir sakinleri için ciddi sorunlar olmaya başlamıştır. Bunlar göz önünde bulundurularak Gerede’mizin de çevre ile etkileşiminde karşı karşıya olduğu sıkıntıları, alınmış ve alınabilecek önlemleri bir çalışma ile irdelenmelidir. Pek çok şehrimizde görüldüğü gibi Gerede’mizde de, özellikle kış aylarında şehrin merkezi bölgelerinde, hava kirliliği gözle görülür ve hissedilir şekilde artmaktadır. Özellikle deri işletmelerinden çıkan kimyasalların Ulusu Çayı’na karışması sonucu oluşan su kirliliği gibi konular, Gerede’mizin sebep olduğu çevre sorunlarından bazılarıdır. Bu ve benzeri noktalardan hareketle Gerede’mizin ve köylerimizin sebep olduğu hava, su, toprak kirliliği, amaç dışı arazi kullanımı, sıvı ve katı atıklar konuları ayrı ayrı incelenmelidir. Gerede’mizin ve köylerimizin en önemli çevre sorunlarından birisini de katı atıklar oluşturmaktadır. Bilindiği gibi evlerden ve ticarethanelerden üretilen ve atılan her türlü çöpe katı atık denilir. Maalesef ülkemizde büyük şehirler de dâhil olmak üzere pek çok yerleşim merkezinde çöpler “çöplük” denilen alanlara gelişi güzel bırakılmaktadır. Bu şekilde dökülen çöpler hastalık yapıcı ve taşıyıcı canlılar için uygun bir üreme ortamı oluşturmakta, çöp yığınlarından yayılan tozlar, çöp suları ve gazlar çevreyi tehlikeli bir şekilde kirletmektedir. Ulusu, Kayı Çayı ve birçok Dere Boğazları boyunca naylon duvarları, çöp kuyuları oluşturmakta, taşkınlarla tarlalara geçmekte, ayrıca suyla taşınanların tamamı, bu olayın oluşturduğu görüntü kirliliği önemli bir çevre sorunudur. Bu türlü sorunları çözmenin yollarını aramalıyız. Özellikle köylerimizin çöp sorunlarını gelişi güzel köy çevresine değil de toplama bölgelerinde toplayarak bu toplama bölgelerinden çöplerin sevk edilmesini sağlamalıyız.

Bizim olmayan doğal gölleri, akarsuları, yaylaları, ormanları, park ve doğal mesire alanlarını kimsesin kirletmeye hakkı yoktur, bunun için bölgesel yönetimler şehirler büyüdükçe, kalabalıklaştıkça daha fazla hizmet üretmesi gerekmektedir. Gerede’miz büyük ve pek çok yerleşme biriminde gözlediğimiz çevre sorunları ile karşı karşıyadır. Bilindiği gibi içinde yaşadığımız doğal çevre, tüm canlıların varlığının ve gelişiminin temelini hazırlayan bir bütünlük kavramıdır. Hava, su, toprak bu bütünlük çerçevesinde düşünülmelidir. Kirlenmenin sorumlusu sayılan şehirleşme ve teknolojiden uzaklaşmak, bir bakıma suyun akısını tersine çevirmek gibidir. Şehirleşmenin, teknolojinin sebep olduğu kirliliği ve diğer çevre sorunlarını, yine bilimin yardımıyla ve büyümesi planlanmış şehirleşme olgusunu hayata geçirerek önleyebiliriz.

Şunu da unutmamalıyız ki büyük şehirlerimizin hazırlıksız yakalanmış olduğu hızlı şehirleşme ve nüfuslanma sonucu ortaya çıkan çevre sorunları ile karsılaşmamak için, bir takım önlemlerin alınması büyümekte olan şehirlerimiz için son derece önemlidir.

 

                                                                    FERHAT ÇETİNOĞLU   

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Gerede’mizin Çevre Sorunları…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. wayyyyyyyyyyy

    Cevapla