KAZIM ÜNLÜOL’UN KALEMİNDEN: “80’Lİ YILLAR 6”

featured

Evlerimiz vardı ahşap ve penceremizde serçeler…

80’li yılların sonuna kadar Gerede’ye E5 ten baktığınızda, sırtını Esentepe, Kavacığın Düz, ve Keçi Kalesiyle Arkut dağına dayamış mükemmel bir şehir panoramasında, erik ve armut ağaçlarıyla çevrili bahçeler içinde, keser ustalarının sanat şaheserlerine dönüştürdükleri çoğu iki veya üç katlı, içten merdivenli, bazılarının pencereleri kafes cumbalı ahşap evler bütün şirinlikleri ve güzellikleri ile karşınızda dururdu.

Bazıları ilk katları taş, ikinci ve üçüncü katları dizeme ağaç, çoğu beyaz boyalı duvarlardaki kahverengi pencerelerinin içinde görünen el işleme kanaviçeli beyaz perdeli camlarının önündeki serçelerin bu mükemmel objeyi tamamladığı evlerimizi birlikte hatırlamaya çalışalım. Okumakta sabrederseniz şimdi olmayan bir Gerede evini örnekle anlatmaya çalışacağım ve sanırım sizler de o evleri yeniden yaşayacaksınız.

Kapı tokmakları…

Evlerin büyük bir çoğunluğu avlu içinde idi ve hemen her evin bahçesi vardı. Figürlü tunç, biri büyük biri küçük iki kapı tokmağının bulunduğu büyük avlu kapısından girildiğinde yassı taş döşeli bir alan karşınıza çıkardı ki genelde bu avlunun çevresinde sacayaklı ocağı olan büyükçe bir mutfak, fırın, çamaşırhane, kışlık odunluk gibi tek katlı bölümler ve bir çeşme yer alırdı. Buradan evin ön tarafındaki birkaç meyve ağacının, bir üzüm asmasının, fıskiyeli bir havuzun olduğu, güller ve çiçeklerle dolu küçük bir bahçeye de geçilirdi.

Avlu kapısının tokmağını tıklattığınızda evden uzanan bir iple açılan dış kapıdan avluya girip, taş döşeli yoldan, yine figürlü iki tokmaklı bir ev kapısına ulaşırdınız. Bu kapının üst tarafında dar bir aydınlatma penceresi bulunan kapı tacı ve çevresi de güzel bezemeli taşlardan oluşurdu. Büyük tokmağın sesinin erkek misafiri, küçük tokmağın sesinin kadın misafiri belirten ev kapısı açıldığında karşınıza tahta döşemeli zemin kat çıkardı. Ayakkabılıkta terlik giyilerek, alçak bir basamakla çıkılan hanay (hol) denilen geniş bir geçiş alanı etrafında küçük bir oda, mutfak, kiler ve dolaplar ve günlük odunluk gibi bölümler bulunurdu. Buradan ikinci kata süslemeli tırabzanı olan ahşap bir merdivenle çıkılırdı.

İkinci katta da geniş bir hanay etrafında büyük oturma ve yatak odaları ile hanayın dar devamı niteliğinde, minderle kaplı tahta sedirli odalar arası bölüm, serçelerin cıvıldadığı ve çiçekli penceresinden süzülerek içeri giren güneş ışığı ile o kata ayrı bir güzellik katardı. Bazen bu bölüm mutfak olarak ta düzenlenirdi.

Üçüncü katın çıkışındaki merdiven dar bir dinlenme basamağından sonra yukarı devam eder, burada da ikinci kattaki yapı tekrarlanırdı. Genelde misafirler için olan üçüncü kat girişinde bulunan bir kapı, burayı diğer katlardan ayırır ve bu sayede misafirler kendi evlerindeymiş gibi rahat edebilirlerdi.

Dar bölmelerdeki döşeme, bazı evlerde çulhalık isimli bölümde yapılan el tezgâhı dokuma kilimlerle, bazen küçük halılarla kaplı iken, büyük hanay ve odaların döşemeleri de yine el dokuması taban halısı denilen Türkmen desenli yün halılarla kaplanırdı. Odaların içinde pencere ve yan duvarları önünde, kilim ve halı ile kaplı, üstünde yün minderler bulunan, bazen altları dolaplı tahta sedirler yer alırdı. Bu sedirlerdeki duvar yastıkları da el işlemeli örtülerle bezenirdi.

Oda içindeki bacalı ocağın yanlarında süslemeli kapaklı veya açık, geniş veya dar dolaplar veya küçük raflarla, yatak yorgan konulan büyük yüklük dolabı yer alırdı. Duvarlara ustaca yerleştirilmiş dar raf tipi bölmeler ahşap ustalarının maharetlerini yansıtırken, raflarda Gerede bakırcılarının imal ettiği çeşitli bakır sahanlar, ibrikler sergilenir, hanay ve oda tavanlarının motifli ahşap işlemeleri şaheser el sanatları olarak hayranlık uyandırırdı. Odalara açılan geniş hanaylardaki niş girintilerinde altın varak çerçeveli büyük boy aynaları, tablolar, rahmetli aile büyüklerinin fotoğrafları yer alırdı.

Her katta dar bir bölmede tuvalet ve abdesthaneler bulunurken, ebeveyn yatak odalarındaki oda içi banyo olarak kullanılan gusülhane denilen üzeri açılıp kapanabilen kapaklı olan dolaba yatak yorgan konulurdu.  Yatak odalarında Gerede demirci esnafının yaptığı yaylı demir karyolalar üzerinde veya yün yer yataklarında yün yorganlar örtülerek yatılırken, bu odalarda kadınların lavanta kokulu kıymetli çeyiz sandıkları da başköşede kendine yer bulurdu.

Devam edecek…

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
KAZIM ÜNLÜOL’UN KALEMİNDEN: “80’Lİ YILLAR 6”

Bir Cevap Yaz geredeli İptal

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 5 Mayıs 2021, 20:01

    Ne oldu,o güzelim yerler beton yığını mı oldu.Sağlık olsun.Teşekkürler Kazımm Bey.hayırlı Ramazanlar,Bayramınız mübarek olsun.Selam.

    Cevapla
  2. müteahhitin girdiği binalara bakın hepsi beton yığını tamamen cevre düşmanı adamlar..ellerinden gelse esentepeyı bile betona gömecek insanar tanıyorum

    Cevapla