Kastamonu’nun Tosya ilçesinde gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonunda yakalanan üç sanıktan biri 16 yıl 6 ay, diğer ikisi ise 6 yıl 10 ay 15’er gün hapis cezasına çarptırıldı. Duruşmada kendini savunan sanıklardan biri, “Vicdanınıza sığınıyorum” diyerek tahliye talebinde bulundu.
Olay, 2 Şubat 2024 tarihinde Kastamonu’nun Tosya ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, ‘kasten yaralama’ ve ‘yağma’ suçlamasıyla tutuklanan F.K. isimli kişinin, yakalanmadan önce içinde uyuşturucu madde bulunan bir çantayı başka bir şahsa verdiği yönünde bilgiye ulaşıldı. Tosya İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, F.K.’nin çantayı A.T.K. ile N.Ü.’ye teslim ettiğini belirledi. Yapılan operasyonda ele geçirilen çantada, bin 876 adet sentetik ecza hapı, 1,09 gram metamfetamin, 253,82 gram kannabinoid, 10,27 gram kokain ve bir adet uyuşturucu içiminde kullanılan düzenek bulundu. A.T.K. ve N.Ü. de gözaltına alındı ve tutuklandı.
Olayla ilgili F.K., A.T.K. ve N.Ü. hakkında “uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama” suçlarından dava açıldı. Davanın karar duruşması Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde gerçekleştirildi.
“Bana Komplo Kuruldu”
Duruşmada son kez savunma yapan F.K., “Benim kesinlikle şantaj ya da yağma ile ilgili bir alakam yoktur. Üzerimde yapılan aramada kesinlikle uyuşturucu madde çıkmadı. Aracımda yapılan aramada ise kutu içinde uyuşturucu madde bulundu. Bunu da aracıma A.T.K.’nin koyduğu açıkça ortaya çıkmıştır. Çantanın üzerinde çıkan parmak izleri de yaklaşık 15 gün ben N.Ü.’nün evinde kalmamdan dolayıdır. Ben, cezaevine girdikten sonra hısımlarım tarafından bana komplo kurulmuştur. A.T.K., mahkemede olayın üzerime kalması için çantaya uyuşturucuyu kendisinin koyduğunu söylemiştir. Benim bununla bir alakam yok. N.Ü., bu dosyadan tahliye oldu. Tahliye olduktan bir ay sonra N.Ü., tekrar uyuşturucu madde ile yakalanıp yeniden tutuklandı. Benim bu olayla ilgili hiçbir bilgim ve alakam yoktur. Ben cezaevindeydim. 17 aydır haksız şekilde tutukluyum. Hiçbir uyuşturucuda parmak izim yok. Bana komplo kurulmuştur, benim hiçbir suçum yoktur. Üzerime atılan hiçbir suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum” dedi.
F.K., suç tarihinde başka bir suçtan tutuklu olduğunu belirterek, “17 aydır tutukluyum. Eşim çok mağdur, intihar girişiminde bulundu. Çocuklarım ile görüşemiyorum. Vicdanınıza sığınıyorum. Bu nedenle beraatımı ve tahliyemi istiyorum” şeklinde konuştu.
“Çantayı Bağ Evine Koydum”
Diğer tutuklu sanık A.T.K. ise, komploya kurban gittiğini ifade ederek beraatini talep etti. Başka bir suçtan tutuklu bulunan N.Ü. de, “F.K. gibi ben de komploya kurban gittim. Kim kime çantasını verdi, bilmiyorum. A.T.K., bana F.K.’nin çantası diye getirdi. F.K.’nin kız arkadaşı bende kalıyordu. Nişanlısı benim evimde kalırken F.K.’yi birkaç kere misafir ettim. A.T.K., bana çantayı getirdi, ’F.K.’nin çantası’ dedi. Ancak sonradan öğrendim ki Okan isimli bir şahsın tuzağıymış, bunu da tahliye olduktan sonra öğrendim. Ben, F.K.’nin çantası olduğunu biliyordum ama A.T.K. ’nişanlısı sizde kaldığı için çanta da sizde kalsın’ dedi. Ben cezaevinden tahliye olunca eve geldim, evde çanta vardı. Evdeki çantanın içerisinde kıyafetler ile uyuşturucu etkisi olan hapların olduğunu gördüm. F.K. dışarıda birkaç kez uyuşturucu kullanınca görmüştüm. Kendim de kullanıyorum. Bu yüzden hapların sıkıntılı bir madde olduğunu biliyorum. Ben de evde misafirlerim olduğu için, çantadan da birisi bir şey almasın diye bağ evine koydum. Beraatımı ve tahliyemi istiyorum” dedi.
Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının da dinlenmesinin ardından F.K.’yi 16 yıl 6 ay hapis cezası ile 33 bin TL adli para cezasına, diğer tutuklu sanık A.T.K. ile tutuksuz yargılanan N.Ü.’yü de 6 yıl 10 ay 15’er gün hapis cezası ile 13 bin 740’ar TL adli para cezasına çarptırdı. Hükümle birlikte Furkan K.’nın tutukluluğuna devam edilirken, diğer tutuklu sanık A.T.K.’nin tahliyesine karar verildi.
(İHA)
