Gerede Mazlumlar için Direniş Platformu’nun kararıyla, İslam Toprakları’nda alenice boy gösteren zulmete karşı, “Gerede yürüyüşü” gerçekleştirildi. Siyasi parti ve sivil tolum kuruluşlarının birçoğunun destek verdiği yürüyüşler, Cumhuriyet Meydanı’nda kamuoyu bilincini yükseltmek adına okunan basın bildirisiyle sonlandırıldı.
İslam coğrafyasında günden güne şiddetini artıran ve batı dünyasının seyirci kaldığı zulme karşı “Dik duruş” sergilendi.
Gerede Mazlumlar için Direniş Platformu’nda, önceki gün alınan kararla, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan bir grup, Ankara’dan İstanbul’a şahsi duyarlılığı gereği yürüyüş başlatan İbrahim Çolak’a şehir turunda eşlik etti.
Gerede girişinden başlatılan şehir turu, Cumhuriyet Meydanı’na kadar devam ederken, yürüyüşe destek veren heyetin, “RABİA” işaretli tişört giydiği ve “RABİA” için kaldırdıkları ellerini, bir an olsun indirmediği görüldü.
Zulme karşı Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüyüşünü sürdüren heyet, geniş bir kitlenin yükselen destek sesleriyle karşılandı.
Platform üyelerince hazırlanan basın bildirisi, yürüyüşün son durağı Cumhuriyet Meydanı’nda kamuoyuna aktarıldı.
Okunan basın bildirisinde, “Zulme rıza Zulümdür.” ayeti hatırlatılarak, “Verdiğim oy namusumdur.” düsturu ve “Zalimin Zulmü varsa, mazlumun duası var.” söylemleriyle direniş hareketinin önemi vurgulandı.
Kitlelere dua davetinde bulunulan basın bildirisinde, şu ifadelere yer verildi: “Suriye’de, eli kanlı Esed yönetimi tarafından uygulanan zulüm, geçtiğimiz günlerde hedefini büyüterek ihtiyar, kadın, çoluk-çocuk demeden, muhalefeti topyekûn yok etme sürecine girmiştir. Şimdiye kadar şehit edilen din kardeşlerimizin acısını dahi yaşayamadan, yeni şehit haberleri ile yüreğimiz dağlanır hale geldi. Dünyanın gözü önünde işlenen bu insanlık suçu karşısında, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın inisiyatif alarak, aktif görev almasını istiyor, bekliyor ve “Zulme rıza zulümdür” ayetini hatırlatıyoruz.
Mısır’da ilk defa demokratik seçimle göreve gelen Mursi yönetimine karşı yapılan darbeyi, şiddetle kınıyoruz. “Verdiğim oy namusumdur” düsturu ile, Rabia meydanından seslerini duyurmaya çalışan Mısırlı kardeşlerimizi destekliyoruz. Bu darbe karşısında, üç maymunu oynayan batı dünyasının, Mısır’daki cunta yönetimine sağladığı her türlü desteği acilen sonlandırmasını talep ediyoruz. Arakan’da sırf Müslüman oldukları için her türlü şiddete ve aşağılanmaya maruz kalan din kardeşlerimizin, diri diri yakıldığını hatırlatır, bu zulmü uygulayanların ise, sözde kardeşliği ve ruhu arındırma olarak lanse edilen Budist sapkınlar olduğunu belirtmek isteriz.
Son dönemde yaşanan bu olaylar, yüreğimizdeki acıyı o kadar artırdı ki Doğu Türkistan, Filistin, Çeçenistan, Irak ve Afganistan’da süregelen mezalimi, Afrika kıtasında açlıktan kırılan din kardeşlerimizin üzüntüsünü biçare bıraktı.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz’in Taif’te kendisine taş atanlara dahi dua ettiğini hatırlatır, bu zulme uğrayan din kardeşlerimizin zulümden kurtulması için dua ederken, zalim kalplerinin İslam ile şereflenmesi için dua edelim inşallah. Unutmayalım ki zalimin zulmü varsa, mazlumun duası var.”
