Rampadan bisikletle inerken 13 metrelik istinat duvarından düşen 11 yaşındaki Yiğit Cem Altınok yaşamını yitirdi. Talihsiz çocuğun annesi Nazlıcan Aygün, olay öncesinde bisikletin fren sisteminin oğlunun iki arkadaşı tarafından bilerek bozulduğunu öne sürdü.
Oğlunun asker olma hayali kurduğunu anlatan anne, evladının kasten öldürüldüğünü iddia ederek hukuk mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğini söyledi.
Kaza Atapark Mahallesi’nde Meydana Geldi
Olay 2 Temmuz’da Keçiören’in Atapark Mahallesi’nde yaşandı. Edinilen bilgilere göre, 5. sınıf öğrencisi Yiğit Cem Altınok, sokakta bisiklet sürerken iki bina arasındaki otopark rampasından aşağı inerken kontrolünü kaybedip 13 metrelik istinat duvarından düştü. Küçük çocuk olay yerinde hayatını kaybetti.
Yapılan incelemelerde, bisikletin fren sisteminde arıza bulunduğu belirlendi.
“Frenleri Oğlunun Arkadaşları Bilerek Bozdu”
Acılı anne Nazlıcan Aygün, oğlunun arkadaşları K.U.Ç. (11) ve E.T.Ş. (12) tarafından frenlerin bilinçli olarak bozulduğunu iddia etti. Aygün, çocukların Yiğit Cem’i kasıtlı olarak ölüme sürüklediğini öne sürerek iki çocuğun aileleriyle birlikte müteahhitler ve belediye hakkında suç duyurusunda bulundu.
Oğlunun kasıt ve ihmal sonucu yaşamını yitirdiğini söyleyen anne, “adalet arayışından asla vazgeçmeyeceğini” vurguladı.
“13 metre olduğu ortaya çıktı”
Nazlıcan Altınok, olay anını şu sözlerle anlattı:
“Oğlum bisiklet sürmek için dışarı çıkmıştı. İlk başta, otopark girişindeki rampadan bisikletinin frenlerini sıkarak aşağıya inmiş. Yokuşun başına tekrar geldiğinde arkadaşlardan birisi onu oyalamış. Diğeri de bisikletin ön ve arka fren pabuçlarını koparmış. Daha sonra tekrar yokuştan aşağı inmesini söylemişler. İfadelerinde de ‘Buradan aşağı inersen seni mahalle maçlarına alacağız’ demişler. Oğlumun düştüğü duvar 8 metre denildi ama 13 metre olduğu ortaya çıktı. Müteahhit, apartman yöneticileri ve belediyeden şikayetçi olduk.”
“Bu Planlanmış Bir Cinayet”
Olayın kasıtlı yapıldığını iddia eden anne Aygün, “Kamera kayıtlarını izledikten sonra oğlumun kasıtlı bir şekilde ölümüne neden olduklarını anladık. Bu planlanmış bir cinayetti. Oğlum o çocuklarla bir haftadır arkadaşlık yapıyordu. Bu süreçte, karne günüde oğluma verdiğim bayram harçlığını almışlar. Sürekli sorun yaşıyorlardı. Oğlumu döveceklerdi ben son anda engel oldum. Oğlumu neden öldürdüklerini bana açıklasınlar. Biz buraya yeni taşındık. Kimseye bir zararımız yoktu” dedi.
“Olayın Tamamen Aydınlatılmasını İstiyorum”
Anne Aygün, adalet mücadelesini sürdürdüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı:
“81 günlük karakol sürecinin ardından dosyamız nihayet adliyeye ulaştı. Bilirkişi raporunu bekliyoruz. Şu ana kadar sadece ifadeler alındı. ‘Failsiz olay’ denilerek dosyamız kapatılmaya çalışıldı. Karşı taraf bana bir kez bile başsağlığına gelmedi. Olaydan kısa bir süre sonra olaya karışan çocuklardan birisini şehir dışına babasının yanına gönderdiler. Suçlamaları kabul etmiyorlar. Olayın tamamen aydınlatılmasını istiyorum. Türk halkından destek istiyorum. Sesimiz duyulsun. Bu artık son olsun.”
“Hayali Asker Olmaktı, Hepsi Yarım Kaldı”
Oğlunun geleceğe dair umutlarından bahseden anne, şu sözlerle konuştu:
“Yiğit bu yaşına kadar Pazar günleri hariç sokakta oynayan bir çocuk değildi. Haftanın iki günü İngilizce ve matematik dersleri alıyordu. Futbol okuluna da gidiyordu. Okulu birincilikle bitirmişti. Bana, ‘Anne ben senin istediğini yaptım. Ben de sokakta oynamak istiyorum’ demişti. Hayali asker olmaktı. Hepsi yarım bırakıldı. ‘Suça sürüklenen’ kavramını kabul etmiyorum. ‘Suça sürüklenen çocuk’ diye bir şey yoktur. Benim çocuğum kimsenin canına ve malına kastetmediyse, eğitimsiz ailenin çocukları da benim çocuğumun canına kıymamalıydı. Gereğinin yapılmasını istiyorum. Başka Yiğitler ölmesin.”
(İHA)