Avrupa Uzay Ajansı uydularından elde edilen veriler, Bursa Ovası’nda her yıl yaklaşık 6 santimetrelik çökme yaşandığını ortaya koydu. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, verileri değerlendirdi.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Avrupa Uzay Ajansı’na ait Sentinel uydularından elde edilen verilerle yapılan çalışmada Bursa Ovası’nda her yıl yaklaşık 6 santimetrelik düşey çökme tespit edildiğini açıkladı. Konya Ovası’nda da benzer deformasyonların gözlendiğini belirten Kutoğlu, bu hareketlerin uzun yıllar devam etmesi halinde ciddi yapısal riskler doğurabileceğini vurguladı.
Avrupa Uzay Ajansı’nın Sentinel uydularının yeryüzündeki hareketleri düzenli olarak izleme imkânı sunduğunu ifade eden Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, bu verilerin İngiltere’deki Leeds Üniversitesi Deprem ve Volkan Araştırmaları Merkezi tarafından ön işleme tabi tutulduğunu belirtti. Çalışmanın sürecini şu sözlerle anlattı:
“Avrupa Uzay Ajansı’nın Sentinel isimli uyduları tekrarlı bir şekilde dünyayı sürekli dolaşarak yer hareketlerini izleme imkanı tanıyor. Bu veriler İngiltere’deki Leeds Üniversitesi Deprem ve Volkan Araştırmaları Merkezi tarafından ön işlendikten sonra akademisyenlerin, kullanıcıların erişebileceği şekilde servis ediliyor. Biz bu verileri indirip değerlendirdiğimiz zaman iki tane büyük kentimizde özellikle Konya ve Bursa bölgelerinde ciddi düşey deformasyonların varlığını keşfettik.”
Bursa Ovası’ndaki Çökme Dikkat Çekiyor
Bursa’daki verilerin özellikle dikkat çekici olduğunu belirten Kutoğlu, Bursa ve Konya’nın jeolojik açıdan benzer özellikler taşıdığına işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptı:
“İkisi de faylarla sınırlandırılmış. Ama aynı zamanda da çok geniş ova alanlarına sahip ve yer altı sularından faydalanılan bölgeler. Bu sular vasıtasıyla ve tarımın yapıldığı bölgelerde kuyular aracılığıyla yoğun yer altı suyu kullanımı söz konusu. Buralarda çok önemli yüzey deformasyonları ortaya çıktı. Ekranda gördüğünüz Bursa Ovası’nı görmektesiniz. Bu mavi bölgeler, kırmızı bölgeleri ayıran bu mavi hatlar fay hatlarını temsil ediyor. Burada baktığımız zaman Bursa Ovası’nda şu iki bölgede kırmızılık görüyoruz. Bunlar düşey harekete işaret ediyorlar ve yıllık olarak yaklaşık 6 cm civarında Bursa Ovası’nın bir çökmesi, oturması söz konusu.”
Bu sürecin uzun yıllar devam etmesi halinde riskin büyüyeceğini belirten Kutoğlu, “Bu yıllara sari olarak devam ediyor. Yani bu 6 cm, 10 sene sonra 60 cm’ye bu şekilde devam ettiği takdirde ulaşmış olacak. Bu tabii hem yeraltı su durumunun azalması hem de bölgedeki fay hareketlerinin tetiklemiş olduğu bir durum ve dikkate alınması gereken, kent planlamasında mutlaka göz önünde bulundurulması gereken bir husus” ifadelerini kullandı.
Uludağ Bölgesinde Yükselme Tespit Edildi
Çalışmada dikkat çeken bir diğer bulgunun Uludağ çevresi olduğunu söyleyen Kutoğlu, bölgede farklı bir hareket gözlemlendiğini belirtti:
“Burada dikkat çeken önemli bir husus da şu; bu bölge Uludağ bölgesi. Bursa Ovası Uludağ’a uzanıyor ve burada baktığımız zaman Uludağ’ın yılda ortalama 2 cm kadar yükseldiğini görmüş oluyoruz. Yani Uludağ giderek boyu uzuyor.”
Konya Ovası’nda Çökme ve Yatay Hareket Birlikte Görülüyor
Benzer deformasyonların Konya Ovası’nda da ortaya çıktığını aktaran Prof. Dr. Kutoğlu, bölgedeki durumu şu sözlerle anlattı:
“Benzer özellikler, benzer durumlar, deformasyonlar Konya’da da gözüküyor. Mavi alan önemli miktarda düşey deformasyona yani bir çökmeye karşılık geliyor. Bu çökme yer yer 5 ile 10 santimetre arasında değişiklik gösteriyor. Yani ova 5 ile 10 santimetre arasında çöküyor. Bu bölge yoğun tarım alanının faaliyetlerinin yürütüldüğü, buna bağlı olarak da yer altı sulamasının yapıldığı bölge.”
Konya’daki hareketlerin yalnızca yeraltı suyu kullanımıyla sınırlı olmadığını vurgulayan Kutoğlu, “Burada aynı zamanda yılda 4 cm’lik bir batıya doğru hareket var. Dolayısıyla buradaki çökmede sadece yeraltı sularının değil, aynı zamanda tektonik bir iteklemenin de etkili olduğu görülmekte. Zemin özellikleri de çok etkili. Konya Ovası’nda bu bölgeler yoğun kireç taşı bölgeleri. Su çekilmesine bağlı olarak zaman içerisinde medyada da sıkça gündeme gelen obruklar meydana geliyor” dedi.
Bursa’da Obruk Görülmese de Yapısal Riskler Bulunuyor
Bursa’da obruk oluşumlarının Konya kadar yaygın olmadığını ancak riskin farklı şekillerde ortaya çıkabileceğini ifade eden Kutoğlu, şu uyarılarda bulundu:
“Bursa’da bu şekilde bir obruk oluşumu pek gündemde değil ama bu hareketler devam ettiği sürece elbette ki bir takım yapısal hasarlar meydana gelmesi söz konusu. Eğer yapıların zemine oturan köşe noktaları, binaların oturduğu yerler farklı deformasyonlara, farklı hareketlere maruz kalırsa binalar üzerinde deformasyon meydana gelebilir. Çatlaklar oluşabilir. Bunlar zaman içerisinde taşıyıcı sistemlere de sirayet ederse, bölgedeki yapılar için ciddi tehditler söz konusu olabilir.”
Yer kabuğundaki zorlanmalara da dikkat çeken Kutoğlu, “Bu hareketler aynı zamanda yer kabuğundaki zorlanmaları artırıyor. Bu enerji biriktiği takdirde zeminde kütle hareketleri gibi farklı jeolojik riskler de ortaya çıkabilir” diyerek değerlendirmesini tamamladı.
(İHA)


















