Doğal zenginlikleriyle öne çıkan Bolu, havaların ısınmasıyla birlikte sakinlik arayan ziyaretçilere yaylalarda eşsiz bir doğa deneyimi sunuyor.
Yüzde 65’i ormanlarla kaplı olan şehir, yaz mevsiminde serin yaylaları, büyüleyici gölleri ve benzersiz doğasıyla hem yerli hem yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
Abant ve Yedigöller Milli Parkları ile Gölcük Tabiat Parkı gibi popüler doğa alanlarına ev sahipliği yapan Bolu’da, yaklaşık 300 yayla bulunuyor.
Kent merkezi ve çevre illerden gelen ziyaretçiler, ormanlarla çevrili yaylalarda piknik yapıyor, çocuklarıyla uçurtma uçuruyor, yürüyüş ve spor aktiviteleriyle doğayla iç içe vakit geçiriyor.
“Yaylalar Bolu turizmi açısından büyük değer taşıyor”
İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Emre Gürsoy, yaptığı açıklamada, yayla turizminin Bolu için önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, “Nisan sonu ve mayıs başı itibarıyla Bolu hareketlenmeye başladı. Aladağlar, Sarıalan, Atyaylası, Saraycık ve Yedigöller gibi yaylalar en çok tercih edilen yerlerin başında geliyor.” dedi.
Gürsoy, geçtiğimiz yıl Bolu’nun yaklaşık 2 milyon ziyaretçiyi ağırladığını ve bir önceki yıla kıyasla yüzde 82’lik artış yaşandığını aktardı. Bu yükselişte yayla turizminin de büyük katkısı olduğunu vurguladı.
Ankara ve İstanbul gibi iki büyük metropol arasında yer alan Bolu’nun konum avantajına dikkat çeken Gürsoy, “Bolu, doğayla baş başa vakit geçirmek isteyenler için en yakın ve ideal lokasyon.” ifadelerini kullandı.
Kentin turizmde yalnızca doğasıyla değil, gastronomi alanında da fark yaratmayı hedeflediğini belirten Gürsoy, “21 Mayıs’ta başlayacak Türk Mutfağı Haftası’na güçlü organizasyonla hazırlanıyoruz. Bolu, aşçılarıyla meşhur bir kent. Coğrafi işaretli ürünlerimizi tanıtarak, ziyaretçilere hem lezzeti hem yeşili bir arada sunacağız.” diye konuştu.
Doğayla iç içe huzur arayan herkesi Bolu’ya davet eden Gürsoy, kentin turizm potansiyelinin yıl boyunca canlı kalacağına inandıklarını sözlerine ekledi.
(Haber: Batuhan Solğun)
