Bolu’nun Gerede ilçesinde, Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) Gerede Meslek Yüksekokulu bünyesinde kurulan “Yaşayan Ayakkabı Müzesi”, spor dünyasından sanata, edebiyattan şehitlere kadar ülkeye değer katan önemli isimlerin kullandığı ayakkabıları bir araya getiriyor.
Müzenin en dikkat çekici parçalarından biri ise, 2017 yılında Trabzon’da şehit olan Eren Bülbül’ün kara lastik ayakkabısı.
Müzeyi Kurma Süreci ve Fikrin Doğuşu
BAİBÜ Gerede Meslek Yüksekokulu Tekstil, Giyim, Ayakkabı ve Deri Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nurettin Akçakale, müzenin temellerinin yaklaşık 2010 yılında atıldığını belirtti. 2011 yılında ayakkabı toplamaya başlayan Akçakale, 2012 yılında müzeyi kurarak, sporcu, sanatçı, yazar, şair ve siyasetçi ayrımı yapmaksızın ülkeye katkı sağlamış kişilerin ayakkabılarını topladı. Bugün 250’den fazla çiftin yer aldığı müzede, Eren Bülbül’ün kara lastiğinin yanı sıra Sultan Kösen’in 60 numara ayakkabısı, Arda Güler, Neşe Karaböcek, Nilüfer, Kenan Işık, Hidayet Türkoğlu, Rüştü Reçber, Kartal Tibet, Mete Gazoz, Nuri Alço, Mehmet Ali Birand ve Münir Özkul gibi isimlere ait ayakkabılar da sergileniyor.
Müzede Ayakkabı Seçim Kriterleri
Akçakale, “Bu müzenin diğer ayakkabı müzelerinden farkı, Türkiye’ye mal olmuş, kullandıkları ayakkabıları sergiliyoruz” dedi. Ayrıca, “Ayakkabı isterken herhangi bir ayrım yapmıyoruz; sporcu, sanatçı, yazar, şair, sağcı, solcu, Müslüman veya gayrimüslim. Tek kriterimiz, ülkemiz için değer taşımış bir insan olması. Bu kişilerin ayakkabılarını ya kendilerinden ya da yakınlarından rica ediyoruz. Bazen de onlar kendileri bize ulaşıyor, ayakkabılarını gönderiyorlar” şeklinde konuştu.
Eren Bülbül’ün Ayakkabısının Müzedeki Yeri
Şehit Eren Bülbül’ün ayakkabısına ulaşma sürecini anlatan Akçakale, “Aslen Trabzonlu olan, ortaokul ve liseden bir arkadaşım vardı. Bu müze fikrini daha önce onunla paylaşmıştım. Trabzon’dayken bana, ‘Rahmetli Eren Bülbül’ün ayakkabısını size bulabilirim’ dedi. Arif Bülbül, Eren’in abisi ile tanışıyormuş. Sağ olsun, vefatından bir-bir buçuk ay sonra abisinden ayakkabıları elden teslim alıp bize kargoyla gönderdi. O ayakkabıyı, yani kara lastiği, burada gururla sergiliyoruz” ifadelerini kullandı.
Eren Bülbül’ün çok çocuklu ve maddi durumu kısıtlı bir aileden geldiğini belirten Akçakale, “Şehit olduğunda ayağında kara lastik vardı. Bu yüzden biz de ayakkabı yerine genellikle ‘kara lastik’ diyoruz. Maddi değeri belki yok ama manevi değeri paha biçilemez” dedi.
Yaşayan Ayakkabı Müzesi Bir Hazine Niteliğinde
Akçakale, müzede sergilenen tüm ayakkabıların mutlaka sahipleri tarafından kullanılmış olduğuna dikkat çekerek, “Birçoğu artık hayatta değil, hayatta olanlar da bir gün aramızdan ayrılacak. Dolayısıyla bana sorarsanız, bu müze değer biçilemeyecek bir hazine” diye konuştu.
(Haber: Meral Bınar)
