Zonguldak’ta terzilik mesleğine uzun yıllarını adamış İsmail Gürsoy ve Osman Ağaryılmaz, mesleklerini sevdikleri için sürdürüyor.
83 yaşındaki İsmail Gürsoy, çocukluğunda babası için diktirilen bir pantolonda arka cep bulunmadığını fark edince, o yaşlarda terziye gitmek istedi. Ancak, isteği kabul edilmedi. Bu nedenle, ilkokul eğitiminden sonra 13 yaşında bir terzinin yanında çırak olarak işe başladı. Zamanla mesleğinde kendini geliştirdi.
75 yaşındaki Osman Ağaryılmaz da benzer bir yoldan geçti. O da 13 yaşında çırak olarak terzilik hayatına adım attı ve 62 yıldır bu mesleği icra ediyor. Uzun yıllar kendi dükkanlarında çalışarak ekmek paralarını kazanan bu emektar terziler, 20 metrekarelik küçük dükkanlarında her sabah birlikte işe başlıyor. Ustalıkları ve azimleri ile gençlere örnek olan Gürsoy ve Ağaryılmaz, hazır giyim sektörünün etkisiyle azalan ilgiye rağmen mesleklerini büyük bir titizlikle sürdürüyorlar.
“Birbirimizi hiç kırmadık, üzmedik”
İsmail Gürsoy, mesleğin inceliklerini ustalarından öğrendiğini ifade etti. Eski ile kıyasladığında terzilik mesleğinin tehlikede olduğunu belirten Gürsoy, bu durumun kendilerini üzdüğünü kaydetti. Mesleğiyle olan bağı ise oldukça güçlü. Gürsoy, “Mesleğimi sevdiğim için hala bırakmıyorum, hayattan da kopmak istemiyorum. Terziliği bıraksam hayattan kopacağım, bir anda sağlığım bozulacak. Ben onu görüyorum. Mesleğim sayesinde hareket halindeyim, insanlarla bir arada olmayı da seviyorum. Terzilik benim için yemek, içmek, nefes almak kadar önemli” diye konuştu.
Ağaryılmaz’ın kendisi için değerli olduğunu vurgulayan Gürsoy, “Osman kardeşimle dünya, siyasi ve ahiret görüşümüz hepsi bir. Osman kardeşimin rahmetli babası benim çok yakın bir dostum, ağabeyimdi. Oradan kaynaklanan bir sıcaklığımız var. Ailesi, çocukları beni öz amcadan daha üstün tutar. Ben de onları kendi çocuklarım, torunlarım gibi seviyorum. Her yere birlikte gideriz. 26 yılın nasıl geçtiğini ben de bilmiyorum. Birbirimizi hiç kırmadık, üzmedik. Birbirimizi çok iyi anlıyoruz” dedi.
Gürsoy, gençlerin boşa geçirdiği zamanı çok üzüntüyle izlediğini ve her bireyin mutlaka bir zanaat öğrenmesi gerektiği mesajını verdi. Zanaatkar olan insanların mutlaka ekmek kazandığını belirtti.
“Dükkana bastonla da gelsem mutlaka hizmet etmek istiyorum”
Osman Ağaryılmaz, çocuk yaşta başladığı mesleğinde büyük bir heyecan taşıdığını ve bu tutkusunu devam ettirdiğini söyledi. Ayakları kendisini götürdüğü sürece mesleğini bırakmayacağını belirten Ağaryılmaz, “Bu işte artık gençler kalmadı. Bizlerden sonra bu işi yapacak yok gibi, çok üzücü. Zanaatkar yetişmiyor, zanaatlar ölüyor. El birliğiyle bu işi mutlaka yaşatmamız lazım çünkü üretim meselesi çok önemli” dedi.
Ağaryılmaz, her müşterisinin kendisi için özel olduğunu vurguladı. “Kişinin durumuna göre davranıyorum. Onlar ‘Allah razı olsun.’ deyip memnun oluyor. Ben de bu duruma seviniyorum. Herkesi memnun etmeye çalışıyorum. Dükkana bastonla da gelsem mutlaka hizmet etmek istiyorum. Kesinlikle bu işi bırakmak istemiyorum. Allah bana ne kadar ömür verirse hizmet etmek istiyorum. Bu işi hep sevdim. Başka iş yapmak gibi imkanlarım oldu ama hiç ona tenezzül etmedim. Başka bir iş kesinlikle düşünmedim” ifadelerini kullandı.
İsmail Gürsoy ile 26 yıldır omuz omuza çalıştıklarını dile getiren Ağaryılmaz, Gürsoy’un kendisine hem bir ağabey hem de usta olarak yol gösterdiğini de belirtti.
(Haber Merkezi)