Türk Veteriner Hekimleri Birliği Başkanı Ali Eroğlu, 28 Eylül Dünya Kuduz Günü’nde yaptığı açıklamada, kuduzun yüzde 99.9 ölümcül ancak yüzde 100 önlenebilir bir hastalık olduğuna dikkat çekerek, toplumu ve kurumları birlikte harekete geçmeye çağırdı.
Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Başkanı Ali Eroğlu, 28 Eylül Dünya Kuduz Günü kapsamında yaptığı açıklamada, kuduzun hâlâ dünya genelinde ciddi bir tehdit olduğunu vurguladı. Eroğlu, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü, Birleşmiş Milletler Gıda Örgütü ve Kuduza Karşılık Küresel İttifak gibi uluslararası kuruluşların verilerine dikkat çekerek, “Kuduz hastalığı yüzde 99.9 ölümcül bir hastalık ama yüzde 100 önlenebilen bir hastalık” dedi.
Aşılamayla Korunmak Mümkün
Kuduzun hayvanlardan insanlara bulaşan, ölümcül seyreden ancak aşı ile tamamen önlenebilen bir hastalık olduğuna işaret eden Eroğlu, şunları söyledi:
“Ülkemizde de zaman zaman görülüyor. Bu hastalığa karşı 1895 yılında Louis Pasteur tarafından aşı üretiliyor. Kuduz bir hayvan tarafından ısırılan 9 yaşında bir çocuk tedavi ediliyor. Pasteur’un anısına her yıl 28 Eylül Dünya Kuduz Günü olarak anılıyor ama bugün böyle bir kutlama şeklinde değil. Toplumun, kurumların, ülkelerin yapması gereken bir farkındalık oluşturulması gerekiyor. Çünkü hâlâ dünyada 150’ye yakın ülkede ve bölgede kuduz hastalığı malumumuz zaman zaman bizim ülkemizde de görülüyor. Bu sene de Dünya Kuduz Günü’nün teması, ‘şimdi harekete geç, ben, sen ve toplum.’ Burada sadece bireysel hareket ya da bireysel tedbirler değil, bütüncül bir şekilde, gerek koruyucu tedbirler, gerekse bir ısırma vakasından sonra nelerin yapılacağıyla ilgili kolektif bir çalışma gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün bir tespiti var. Köpek popülasyonunun yüzde 70’inin tüm dünya için aşılandığı takdirde hastalığa karşı en önemli tedbir olarak görülüyor.”
Hayvanların Düzenli Aşılanması Şart
Eroğlu, sahipsiz sokak hayvanlarıyla birlikte sahipli hayvanların da her yıl düzenli olarak kuduz aşısıyla aşılanması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
“Yaban hayatının da oral aşılama dediğimiz, havadan uçakla aşı enjekte edilmiş yiyecek bırakılıyor. Onu yiyen yaban hayatı da kurt, tilki vesaire bağışık hale gelmiş oluyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü’nün, Birleşmiş Milletler Gıda Örgütü ve Kuduza Karşılık Küresel İttifak dediğimiz bir örgüt var. Bunların tespitleriyle kuduz hastalığı yüzde 99.9 ölümcül bir hastalık ama yüzde 100 önlenebilen bir hastalık. Öncelikle ısırık vakası. Yaranın mutlaka 10-15 dakika bol sabunlu suyla yıkanması gerekiyor. Bazen soruyorlar geniş bir yaraysa diye, kesinlikle dikiş atılmayacak. Yıkandıktan sonra da sağlık kuruluşuna müracaat edilecek. Isıran hayvanın müşahedeye alınması lazım. Çünkü ısıran hayvan eğer kuduz ise 10 gün içerisinde ölecek. Müşahede altında tutmanın faydası eğer hayvan ölürse ısırılan kişinin aşısının tamamlanması gerekiyor. 10 gün içerisinde hayvan sağlam, herhangi bir şey yoksa programlanan kadar aşı yapılıyor. Sağlık Bakanlığımızın, Tarım ve Orman Bakanlığımızın kuduz hastalığı ile ilgili birimleri, programlara devam ediyor. Geçmiş yıllara göre daha iyi durumda dünya diyelim. Aldığımız bir rakam var kuruluşlardan. Her yıl 60 bin insan hayatını kaybediyor. Türkiye’de de zaman zaman görülüyor. Dolayısıyla bu hastalık hala tehlikeli bir hastalık.”
Hastalığın Etkisi ve Yayılma Süreci
Kuduzun beyne zarar verdiğini ve ısırığın beyinden ne kadar uzaksa hastalığın ilerleme süresinin de o kadar uzun olduğunu aktaran Eroğlu, önlem alınmadığı vakalarda ölümün 45 gün içinde gerçekleştiğini söyledi.
Yasayla Desteklenen Ortak Yapıya İhtiyaç Var
Eroğlu, kuduzla ve diğer zoonotik hastalıklarla mücadelede yasal zemine ihtiyaç olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Hâlâ bir yasamız yok, buna göre bir yapı oluşmadı. Bunu da en kısa zamanda sayın yetkililerimizle, bakanlık yetkilileriyle ve diğer makamlarla görüştüğümüzde düşüncelerimizi, bu yapının nasıl olacağını arz ediyoruz. Sağlığın muhatabı olan meslek gruplarının bir arada olduğu bir yapı, orada tek sağlığın icrası için çalışma yapılacak. Bir an önce böyle bir yapının ülkede faaliyete geçmesi gerekir. Sadece kuduz hastalığı için değil, tüm zoonotik hastalıklar için. İnsanlarda görülen hastalıkların yüzde 60’dan fazlası hayvanlardan kaynaklanıyor. Gıdalara bağlı hastalıkların yüzde 95’ine yakını hayvansal gıdalardan geçiyor. Gündeme şu geliyor, koruyucu hekimlik. Hayvan hastalıklarıyla mücadelede, onlara karşı koruyucu tedbirler, aşılanma vesaire de muhatap olan veteriner hekimlerdir. Dünyanın bir kabulü var. Korunma tedaviden hem etkili hem de ekonomiktir. Korunmayı tabiri caizse 1 liraya yaparsınız ama tedaviyi 100 lirayla başaramayabilirsiniz. Dünyada 60 bine yakın her yıl insan hayatını kaybediyor, yüzde 40’ı çocuklar. Bunların hemen hemen tamamı köpek ısırıkları. Hem sahipli köpekler hem de diğer belediyelerimizin barınaklarında ya da doğal yaşam alanlarında ya da sokaktaki hayvanların mutlaka her yıl kuduz aşısıyla aşılanması gerekiyor. Şimdi harekete geçmezsek yarın çok geç olur diyoruz.”
(Haber Merkezi)