İBADET YERLERİ

featured

kazım unluol-anaCAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI İÇİN.

DEĞERLİ OKURLARIM,

Bu hafta, 2011 yılında ibadet yerleri için hazırladığım, din görevlisi hemşehrimiz tarafından Diyanet İşleri Başkanlığına sunulan bir rapora kısmen özetle giren çalışmamı, 1- 7 Ekim arasında kutlanan, “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” nedeniyle sizlerle paylaşıyorum. Benimkisi sadece gönlümden geçen bir öneri. Dilerim beğendikleriniz gerçek olur.

İBADET YERLERİ

İbadethane ve benzeri yerlerin dış yapısı tarihi dokuyu yansıtan veya modern tarzda estetik görüntülü, çevreye hâkim yüksek mekânlarda, avlu ve bahçelerle bezeli olmalı, İklim şartlarına uygun yapı, aydınlatma, ısıtma, soğutma, havalandırma ve benzeri vasıfları olmalıdır. İç mimari ve tezyinatta Selçuklu tarzı gibi, şatafattan uzak, kulu Yaratanla baş başa bırakacak bir atmosfer hâkim olmalıdır. Dikkat çekici halı ve benzeri yer döşemeleri kullanılmamalıdır. Bilhassa mihrap duvarı, her türlü süslemeden (gereksiz aydınlatma, saat, dikkat çekici yazı ve resimler, cıngıllı süslemeler,) uzak olmalı, kul camide süslemelerin güzelliğini değil Yaratanı’nı görebilmelidir.

Kadınlar için ayrılan yerler izbe, karanlık, kenarda köşede kalmış olmaktan çıkarılmalıdır. Camilerin sadece erkekler için olmadığı göz önünde bulundurulmalı, geleceğimizin ilk şekillendiricisi olacak ve “Cennet anaların ayakları altındadır.” manasına layık anneler, ibadette de layık oldukları mekânlara kavuşmalıdır. Birçok yerde maalesef kadınlar için namaz kılmaya müsait yer bulmak çok zordur. Bu ikinci sınıf görüntü, Müslüman kadına, erkek kulların yapıştırdığı haksız bir etikettir.

Çevre ve iç mekânlar Müslüman kavramını yansıtacak şekilde düzenli ve temiz olmalıdır. Namazın şartlarından olan temizlik özenle uygulanmalıdır. Tuvalet ve abdesthaneler ibadet binasından ayrı yerde, temizlik şartlarına müsait yapılmalıdır. İstenmeyen koku ve görüntülerin Müslüman’la bağdaşmayacağı düsturu ile bu mekânların da camiler gibi temiz olması sağlanmalıdır. Caminin sadece namaz kılma yeri olmadığı hatırlanıp, geçmişte olduğu gibi bir çözüm mekânı olduğu dikkate alınarak imar edilmeleri dinimizin dünya ve ahiret kavramının anlaşılmasına destek olacaktır. Hizmet bina ve ibadet yerlerine, ibadet, bilgiye erişim, misafirhane ve benzeri sosyal- kültürel ihtiyaçlara uygun külliyeler halinde projeler geliştirilmeli, İslam dininin dünya ve ahiret hayatı için olduğu yaşanarak gösterilmeli anlatılmalıdır.

Görevliler :

İmam, “önder – rehber – peygamber vekili”  olmanın anlamını kavratan bir eğitimle yetişmiş olmalı ve bu şuurla görevini yapmalıdır. Görevinin sadece namaz kıldırmak olduğunu düşünmeyip, toplumdaki herkesin muhatabı olduğunu bilinciyle hareket ederek, güncel ve sosyal olayları takiple kendini sürekli yenileyebilen, cemaati camiden uzaklaştıran değil, camisini doldurup taşıracak kadar ilgili ve bilgili olmalıdır. Bilhassa çocuklara şefkatle yaklaşarak onlara İslam hayatını göstermeli, korkutmamalı, sevdirmelidir. Görevli, siyasi yaklaşımla değil sadece İslam adına İslam’ı anlatarak, cemaatlerin veya tarikatların temsilcisi değil, peygamberin vekili olduğunu yaşayarak göstermelidir. Caminin kul ila Yaratan’ı buluşturan ibadet, muhasebe ve bilgi yeri olduğu bilinci ile her şeyinin eksiksiz olması için çalışmalıdır. Diğer eğitim kurumları mensupları ile işbirliği yaparak toplum huzuru, mutluluğu ve düzeni için destek olmayı bilmelidir.

İdari yönetim:

Görevliler planlı hizmet içi eğitimlere tabi tutulmalı, güncel hayat sürekli takip edilerek sorulara cevaplar, yüz yüze bilgilendirmelerle seminerlerde belirlenmelidir. Görevlilerin ibadeti aksatacak çalışmalar içinde olmaması için tedbir alınmalı, özlük hakları da buna göre düzenlenmelidir. Önderlik, rehberlik anlamını bilmeyen, peygamber vekili vasfını taşıyamayan görevlinin İslam için en birinci tehlike olduğu cihetiyle hareket edilerek, imamların saygınlığının zedelenmemesi için gerekli tedbiri almayan idare de aynı şekilde hatalıdır.

Olağan dışı olaylar ve afetlere uğrayanlar dışında, hiçbir cami, hizmet veya kurs yeri için maddi yardım, cami içinde istenmemeli, vakıflar, dernek ve ve benzeri sivil toplum kuruluşları devreye sokulmalıdır.

Mahalli yönetim::

Cami çıkışlarında, ibadethane avlusunda para toplayıcılara, cemaati rahatsız eden, satıcılara izin verilmemeli, şadırvan, tuvalet gibi yerlerde şahsi temizliğini bile bilmeyen kişilerin temizlikçi olarak bulunmaları önlenmelidir. Uygun olmayan tuvalet ve abdesthaneler ıslah edilmeli, insana yakışır olması sağlanmalıdır.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
İBADET YERLERİ

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir