KAZIM ÜNLÜOL’UN KALEMİNDEN: “80’Lİ YILLAR 10”

featured

Yoklar yokluktan mıydı?

Sosyo-ekonomik duraklama 70’li,  80’li yıllara damgasını vurmaya başlamıştı. O yıllarda Türkiye’nin içinde bulunduğu bu dar boğazdan Gerede’de nasibini almıştı. Memleket temel gıda maddeleri gibi zaruri tüketim maddelerinden, petrol ürünlerine kadar yoklarla boğuşurken, karaborsa türemekteydi. Yağ, şeker, çay gibi gıda maddelerini bulabilmek imkânsızdı. Halk,  karaborsacılardan müsadere ile Belediyenin dağıttığı bir kilo sıvı yağı, margarini alabilmek için Belediye kapılarından Yeni Camiye kadar uzun kuyruklar oluşturuyordu. 1979 da Belediye’de çalıştığım sırada yaşayarak gördüğüm bu yokluk günlerinde halkın çektiği sıkıntılar, 2. Dünya savaşı ve sonrası mağlup devletlerin halklarının çektiği sıkıntıları anlatan filmler gibi acı senaryoları ortaya çıkabilirdi.

80’li yılların sonuna doğru çoğu köylü vatandaşımız, yumurtasını, yağını, ekmeğini,  şehirden almaya başlamıştı.  Bu suretle insanımızın üreticilik vasfı da kaybolan değerler içinde yer alıyordu. Kol gücüyle yayıkta dövülerek elde edilen tereyağı, elektriğe kavuşan köylerde elektrikli yayık makineleri kullanılarak imal ediliyordu, ama tadı tabii yapıdaki kirlenme ve suni yemle beslenmeye nedeni ile tam olarak eski “Gerede yağı” tadında değildi. Çevrede çok rağbet gören, tabii maya ile aslına uygun üretildiğinde kaşar peynirinden daha lezzetli olan “Gerede Peyniri”nin eski vasfı korunmaya, torba yoğurdu dediğimiz süzme yoğurttan yapılan “tuzlu keş” ile de pazar elde tutulmaya çalışılıyordu.

Hayvancılık ve tarım yapan köylü vatandaşın ürünlerinin değeri, düşük hayat standartlarına uygundu ama yokluk yıllarının ardından gelişmeye başlayan makineleşme paralelindeki büyümeye ayak uyduramama ilerde kendini iyice ortaya çıkaracaktı. Bilhassa Ankara yolu çevresinde ve Karabük yolu tarafındaki uzak köylerde gençler ekmek kapıları için büyük şehirlere göç eder hale gelmişlerdi. Köylerde birkaç yaşlı vatandaş dışında kimse kalmamıştı. Bir sohbette bazılarımız köylerden şehre göç edenlere olumsuz bakarken, o sırada Gerede’de görev yapan savcı Engin Bey göçün durdurulamayacağını, ama göç edenlerden girişimci olanların ilerde tekrar köye dönerek daha büyük üretim faaliyeti yapabileceklerini söylemişti. Günümüzde onun haklı olduğu görülüyordu.

Gelişme düşüncesi…

O yıllarda E5 Ankara yolu, Orman İşletmesi karşısında oto sanayi faaliyete geçmiş, mobilyacılar da sanayi sitesinde yerlerini almışlardı. Bunlar iyi gelişmelerdi ama maalesef bu sektörlerde de, çevre gözlemlerinin yeterli olmayışı, teknolojik gelişmelerin çok yavaş olması, eğitimli vasıflı elemanların yetersiz olması, yeterince büyümeyi sağlayamamıştı. Şehir içindeki iki kamyon karoseri imalatçısı da bu önemli gelir kapısını, muhtemelen aynı nedenlerle kaybedip kapatacaklardı. Olumsuzluklara rağmen sanayi sitesi günlük kazançla varlığını korumaya devam ediyordu.

Bir önemli gelişme ülkede sanayileşme fikrinin doğması idi. Gerede’nin en büyük talihsizliği ise Türkiye’nin sisli yıllarında kendi kabuğundan çıkamaması idi, ama Gerkonsan’la bu kabuğun kırılmasında bir adım atılıyordu. Fabrika yapan fabrika olarak nitelenen Çelik Konstrüksiyon Fabrikası Gerede için önemli bir kazanç kapısı olmuştu. Lakin ilerde, (yanılıyor olabilirim) dünyadaki hızlı teknolojik gelişmeye ayak uyduramama ve rekabet gücünü yitirme söylemlerinin etkisiyle devam edemeyip, kapanacaktı.

Gelişmenin etkileri…

Modern teknolojiden daha fazla faydalanma daha fazla şehirleşme bilgisi ile de güncelleniyordu. Gerede ekonomisinde önemli yeri olan deri sanayi teknolojik değişikliklerle kendini yenileyip, yeni pazarlar edinirken, organize olma ihtiyacını hissediyordu. Bu sanayinin paralelinde çalışan ve zamanla sayıları iki yüze yaklaşan kemer imalatçılarından Giza, İpek gibi bazı üreticiler ileride Avrupa çapında söz sahibi olabilecek hale geleceklerdi.

Günümüzde oluşan kentsel dönüşüm fikri sağlıklı şehirleşme için Gerede’nin yüzünü değiştirecek gibi görünmekle birlikte, düşünceleri yeniye uydurmak kolay olmayacaktır. Gönül ister ki tabii güzelliklere sahip şehrimiz her yönüyle görenlerin gıpta edeceği, kültürel tarihle iç içe bir görünüşe sahip olsun.

Devam edecek…

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
KAZIM ÜNLÜOL’UN KALEMİNDEN: “80’Lİ YILLAR 10”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir