Bolu’daki Yangında Hayatını Kaybeden Nehir ve Doruk’un Son Görüntüleri Ortaya Çıktı

Bolu’nun Kartalkaya bölgesinde bulunan Grand Kartal Otel’de meydana gelen yangın faciasında yaşamını yitiren 12 yaşındaki Doruk ve 15 yaşındaki Nehir Sarıtaş’ın, yangından günler önce kayak yaparken çekilmiş görüntüleri ortaya çıktı.

Aileden Üç Can Aynı Tatilde Hayatını Kaybetti

Ankara’dan tatile gelen 51 yaşındaki Yılmaz Sarıtaş ile çocukları Nehir ve Doruk Sarıtaş, 21 Ocak’ta Grand Kartal Otel’e geldikten kısa süre sonra çıkan yangında yaşamlarını yitirdi. Ailenin üyeleri, her yıl geldikleri Kartalkaya’da bu kez büyük bir felaketle karşılaştı. Nehir ve Doruk’un uzun süredir snowboard yaptığı ve facia öncesi çekilen görüntülerin duygusal anlar yaşattığı görüldü.

“Bütün yaşantımız yangının olduğu gün bitti”

Yangında ağabeyi Yılmaz Sarıtaş ile yeğenleri Nehir ve Doruk’u kaybeden Çiğdem Sarıtaş, duruşmaları yakından takip ediyor. Yaşadıkları acının tarif edilemez olduğunu dile getiren Sarıtaş, “Bütün yaşantımız yangının olduğu gün bitti çünkü ailemiz yarım kaldı” dedi.

“Ayrıcalıklı misafirlerini kurtardılar”

Yangına ilişkin davanın dördüncü gününde sanıkların yargılanmasına devam edilirken, hayatını kaybedenlerin aileleri de adalet arayışını sürdürüyor. Çiğdem Sarıtaş, yangın anında otel yetkililerinin bazı kişilere öncelik tanıdığını ileri sürerek, şu ifadeleri kullandı:

“Biz Ankara’da yaşıyoruz. Ankara’dan geldik. Mücadelemiz boyunca akrabalarımız, arkadaşlarımız da bizim yanımızda oldular. Devam edeceğiz, takibe devam edeceğiz. Olası kasıtla yargılanmalarını istiyoruz. Çünkü bu bir katliam. Bu, deprem gibi, trafik kazası gibi anlık olup biten bir olay değil. Yangın uzmanlarının söylediği gibi 8 ila 10 dakika, ‘altın zaman’ denilen, insanların tahliyesinin kolaylıkla yapılabileceği bir zaman dilimi vardı ve bu zaman dilimini değerlendirmediler. Arabaları çektiler. Kendilerini, bilirkişi raporunda da söylendiği üzere, ayrıcalıklı misafirlerini kurtardılar. Bizim canlarımızı umursamadılar. Tahliye yapılabilecek bir şeyken onu bile yapmadılar. Zaten yangına dair hiçbir önlem almadılar. Almadıklarını bildikleri halde insanları da uyandırmadılar. Bu zaten olasılık kasıta giriyor.”

“Buradan kaçış yok”

Sarıtaş, otel yangınıyla ilgili bazı kritik bilgilerin ve sorumluların göz ardı edildiğini öne sürerek, şunları kaydetti:

“Bazı HTS kayıtları üzerinden soruşturma devam etmeli. Çünkü ilk aramalar, o HTS kayıtları, çalışanların birbirine haber vermesi, yönetim kurulunu araması, bunlar önemli. Bir de benim nezdimde, oradaki otoparktaki araçları kurtaranlar, onların da gelmesi lazım. Diğer LPG iç tesisatı yapan personelin de gelmesi gerekiyor. Çünkü prosedüre uygun teçhizat döşenmemiş. Bunların da eklenmesi gerekiyor.”

“Şu an bunları konuşuyor olmayacaktık”

Yangının önlenebilir olduğunu savunan Sarıtaş, yaşanan kayıpların ihmal sonucu gerçekleştiğini söyledi:

“Olası kısıtla yargılanmalarını istiyoruz. Çünkü burada göz göre göre gelen bir ölüm var. Hiçbirimiz kabullenemiyoruz. Saatlerce odada mahsur kalıp, sonrasında çıkamadılar. O zaman dilimini kullanmadıkları için çok kızgınım. Şu an bunların hiçbiri yaşanmıyor olabilirdi. Yangını ilk gören 4 kişi mutfak personeli. Onlar yukarıdan aşağı bütün kapıları çalarak ‘yangın var, dışarı çıkın’ demiş olsalardı şu an bunları konuşuyor olmayacaktık.”

“Kendimizi zor zapt ediyoruz”

Duruşma salonunda sanıklarla aynı ortamda bulunmanın psikolojik açıdan çok zor olduğunu söyleyen Sarıtaş, duygularını şöyle dile getirdi:

“Aşırı stresliyiz bu konuda. Kendimizi zor zapt ediyoruz. Düşünsenize, 78 cana mal olmuş katiller yanı başımızda. Sessiz kalarak ve metanetimizi koruyarak durmak çok zor.”

(Haber: Meral Bınar)