Dörtdivan’da oluşturulan özel alan, farklı kesimlerden ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekiyor.
Bolu’nun Dörtdivan ilçesine bağlı Sorkun köyünde yer alan ve Kuş Fotoğrafçıları ve Gözlemcileri Derneği tarafından yaklaşık iki yıl önce kurulan “Sorkun Ekoturizm Alanı”, geçtiğimiz yıl Orman Genel Müdürlüğünün desteğiyle kurulan “Akbaba İstasyonu” ile dikkat çekiyor.
Kara akbaba, kızıl akbaba, küçük akbaba ve sakallı akbaba türlerinin gözlemlenebildiği istasyon, akbabaların doğal yaşam döngüsünü takip etme fırsatı sunuyor. Türkiye’de dört farklı akbaba türünün aynı bölgede, aynı anda gözlemlenebildiği sayılı alanlardan biri olan istasyon, yaban hayatı gözlemcileri ile kuş fotoğrafçılarının ilgi odağı hâline geldi.

Doğanın Döngüsüne Tanıklık Ediliyor
Sabah saatlerinde görevliler tarafından alana bırakılan hayvan ölüleri, akbabalar tarafından besin kaynağı olarak tüketiliyor. Kara akbaba leşin sert kısımlarını, kızıl akbaba iç organları, küçük akbaba kemik üzerindeki küçük parçaları, sakallı akbaba ise doğrudan kemikleri yiyerek doğadaki döngüye katkı sağlıyor.
Nesli Tehlike Altındaki Türlerin Korunmasına Katkı Sağlıyor
Nesli tehlike altında bulunan türlerin takibi, korunması ve toplumsal farkındalığın artırılması açısından büyük önem taşıyan istasyon, açıldığı bir yıllık süre içerisinde yüzlerce yerli ve yabancı doğa tutkunu ile kuş gözlemcisini misafir etti.

“İlçeye ve Ülkeye Turistik Katkı Sağlıyorlar”
İstasyonda gönüllü olarak görev yapan yaban hayatı rehberi Mehmet Ali Altunay, Bolu’nun yırtıcı kuşlar bakımından zengin bir bölge olduğuna dikkat çekerek, “Bolu, küresel ölçekte nesli tehlike altında olan türlere ev sahipliği yapan çok özel bir bölge. Dünyada çok az noktada aynı anda gözlemlenebilen dört akbaba türü burada bir arada bulunuyor.” dedi.
Akbabaların doğadaki beslenme sürecinin belirli bir düzene sahip olduğunu belirten Altunay, “Besin alana bırakıldığında ilk keşfi kuzgun yapar. Kuzgun, alanın güvenli olduğunu diğer kuşlara gösterir. Ardından kara akbaba leşin derisini açar. Kızıl akbaba iç organları tüketir. Küçük akbaba, geride kalan küçük et parçalarını temizler. En son sakallı akbaba kemiklerle beslenir. Böylece doğada neredeyse hiçbir atık kalmaz.” ifadelerini kullandı.
Mide asitlerinin çok güçlü olduğunu, bu sayede bakterili ve mikroplu besinleri dahi sindirebildiklerini vurgulayan Altunay, akbabaların hastalık riskini azalttığını belirtti. Altunay, istasyonun sadece bir gözlem noktası değil, aynı zamanda “doğa eğitimi merkezi” işlevi de gördüğünü aktararak, “Akbaba İstasyonuna, kuş gözlemcileri, bilim insanları, akademisyenler ve öğrencilerimiz geliyor. Yurt içinden ve yurt dışından misafirlerimiz, hem ilçe turizmine hem de ülke tanıtımına katkıda bulunuyor.” diye konuştu.
(AA)

















