KAZIM ÜNLÜOL’UN KALEMİNDEN: 2020’YE 15 KALA-2

featured

Yıl 2005…

Ne oldu, nasıl oldu da Gerede’de Haziranda 30 derecelere varan sıcaklar ortaya çıktı? Esentepe ve çevresindeki ağaçlar nasıl yok oldu, Arkut dağında  ormanın yerini nasıl çıplak tepeler aldı.? Su kaynakları neden kurudu, toprağa ne oldu da kıraçlaştı. Buna bağlı olarak bitkiler, böcekler, hayatın devamını sağlayan besin zincirindeki canlılar nasıl teker teker yok oldular?

 

Hatırlayalım on – on beş yıl öncesini. O günleri yaşayanlar hafızalarını yoklasınlar. Hani TV lerde, basın yayın organlarında, ilgili bilimsel toplantılarda, sempozyumlarda bilim adamları, gözlemciler “küresel ısınma” diye bir şeyden bahsetmişlerdi de hiç umursamamıştık “bize ne” diye, Yine Ozon tabakasının delinmesinden de bir şey anlamamıştık güneş altında vucudumuzu bronzlaştırırken. Kimyasal gazlarla atmosferde sera etkisi meydana gelmiş, küresel ısınma artmış, buz dağları erimiş denizler birkaç metre yükselmiş, bir de buna yer kabuğu hareketleri, tsunamiler tuz biber olmuş, üstüne üstlük bu da yetmez diyerek insanlar birbirlerini bir daha iflah olmasınlar diye kimyasal silahlarla veya minicik bir atomun bombasıyla yok etmeye çalışmışlar, petrolle birlikte dünyayı da yakmışlardı hatırlarsınız. Velhasıl dünyada güçlünün dengesi kurulmuş, ama doğanın dengesi bozulmuştu.

Bu saydıklarım büyük olaylardı. Aslında o kadar büyütmeye gerek yok. Bizler de ferdi olarak katkıda bulunduk cürümümüz kadar. Nasıl mı? Hatırlayalım.

Geçmişte eli bastonlu dedelerimiz yolda yürürken önlerine çıkan taş ve benzeri engelleri yolda yürüyenlere zarar vermesinler diye bastonlarının ucuyla yol kenarlarına iterlerdi. Fakat zamanla bazı gençler sorumluluk almamak için bu kültüre gözlerini kapadılar. Hatta bazıları plastik pet şişe veya metal içecek kaplarını, cips ve benzeri yiyecek poşetlerini, hatta içinde yiyecek veya eşya taşıdıkları plastik poşetleri işleri bitince gelişi güzel yerlere attılar. Hiç düşünmediler bunları buradan kim alacak diye. “Görevlilerin ne işi var? Toplasınlar” dediler. Dediler de hangi güç dayanırdı bu çekirge sürüsü gibi kalabalık insan kitlesinin kirletmesine. Hiç düşünmediler toprağa düşen bir naylon poşetin, bir cips ambalajının iki yüz yıl şeklini değiştirmeden kalacağını ve zamanla toprağın yüzdesinin bu maddeler karşısında yok denecek kadar azalacağını. Hiç düşünmediler insanoğlunun tertemiz topraktan yaratıldığını, kirlettiler. Yaratılışı yok etmek istercesine. Eskiden yağmur yağınca toprak “mis gibi toprak” kokardı şimdi bizim tabakhanenin kokusunu bile geçti kokusu. O kadar alıştık ki buna, sonunda umursamaz olduk. Sanki bize dokunmayan yılan bin yıl yaşayacaktı. Yaşadı zehri her gün biraz daha artarak. Biz sadece gözlerimizi kapadık, başımızı kuma soktuk.

Ekonomik sıkıntı günleri sonrasında ilçemizde ayakta kalan gelir gurubu dericilerimiz, artıma için ciddi çalışmalara adım olacak fikirleri konuşmaya, tartışmaya başladılar, yetkililer AB için önlemler almalıyız dediler. Uyardılar, ama hızlı büyümelere, sınırsız genişlemelere arıtmalar ayak uyduramadı. Bir de buna organize atıkları ilave olunca, su kaynakları kimyasal atık kanallarına dönüştü. Ulusu’da yaşayan balıklarla birlikte tüm canlılar yok oldu. Önceleri bunu fark etmeyenlerin yedikleri balıklar ve bu suyla sulanmış bitkilerden ve bitkileri yiyen hayvanlardan veya doğrudan bünyelerine kimyasal maddeler doldu. Gerek sanayi atıkları gerekse insanların yaptıkları kirletme eylemi nesillerin bünyelerinde bedeni ve zihinsel bozukluklar da ortaya çıkardı,  Büyük sayılmamaya, küçük sevilmemeye başlandı, kalplerden ulvi duygular uzaklaştı. İnsanların ruhları kirlenmişti. Artık kötü olağandı. Kötülüğe sebep olanlar zamanla yok olup gittiler. Ama arkalarında, kendilerinden çok uzun yıllar önce masmavi bir gökyüzünde, tertemiz bir havada, yine tertemiz suyu içen insanların mutluluğunu yaşayamayacak olan hastalıklı nesiller bırakarak.

(Değerli dostlar bu yazımı 2005 yılında yazdığımı tekrar hatırlatıyorum. Şimdi dericilerimiz Deri Organize Sanayi Bölgesine taşınmaya başladılar.)

Devam edecek…

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
KAZIM ÜNLÜOL’UN KALEMİNDEN: 2020’YE 15 KALA-2

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir