Psikolog İdil Duran ve marangoz Burak Duran çifti, oğullarıyla birlikte “Göçebe” adını verdikleri klasik bir karavanla Türkiye’den Orta Asya’ya uzanan 16 bin km’lik bir yolculuğa çıktı. Atalarının izinde geçen bu anlamlı rota, kültürel bağları ve insan hikâyelerini gözler önüne serdi.
Günlük şehir hayatını geride bırakan uzman psikolog İdil Saliha Duran ve marangoz Burak Duran çifti, 3 yaşındaki oğulları Güneş Kutluhan ile birlikte “Göçebe” adını verdikleri klasik bir karavanla Orta Asya’ya doğru yola çıktı. Yolculukları, hem köklerine yapılan bir ziyaret hem de yeni bir yaşam biçiminin simgesi oldu.
16 Bin Kilometrelik Bir Rota: Atalarının İzinde
Anne tarafından Kırgız kökenli olan İdil Duran için bu seyahatin anlamı oldukça derindi. Ailesinin geçmişini, atalarının topraklarını görmek isteyen Duran ailesi, yaklaşık 2,5 ay süren yolculukları boyunca Türkiye’den başlayarak Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan’ı gezdi.
1982 Model Otobüsle Dünya Göçebe Oyunları’na Katıldılar
Kendi elleriyle 3 yılda dönüştürdükleri 1982 model O302 Mercedes otobüsle yola çıkan çift, geçtiğimiz yıl Kazakistan’ın başkenti Astana’da düzenlenen 5. Dünya Göçebe Oyunları’na katıldı. Sosyal medyada “Oralarnereler” adlı hesaplarından bu süreci takipçileriyle paylaşan aile, Azerbaycan’daki 5 yıldır kapalı olan bir sınır kapısından Türkiye Dışişleri Bakanlığı ve Dünya Etnospor Birliği’nin desteğiyle geçti.
Burak Duran, “Kazakistan’dakiler oraya çöl diyor ama biz bozkır diyelim. Biz öyle hissettik. Neşet Ertaş’ın şarkılarını dinleye dinleye geçtiğimiz bu yollar, bizi bazen saatlerce sessizce düşünmeye sevk etti. Acayip keyifliydi. O uçsuz bucaksız bozkırın içinde yolculuk yaparken doğum ve ölüm de aklınıza geliyor. Çünkü her an her yerde bir mezarlık var. Bizim alıştığımız mezarlar gibi değil, kubbeli, yapıları daha değişik.” ifadeleriyle yolculuğun derinliğini anlattı.
Karavanla yaşamın onlara kattığı en büyük değişimin korkularla yüzleşmek olduğunu belirten Burak Duran, “Bizim atalarımız at üzerinde nerelere gitmiş. Biz 4 teker üzerinde gitmişiz, çok mu? diye düşündük. Bizim korkumuz kendimizdi. Biz zaten kendi korkularımızı bu karavana geçmekle bitirmiştik. Şimdi de bu yolculukta ne kadar daha mutlu olacağımızı düşünerek, korkularımızın üzerine gittik.” dedi.
Ahmet Yesevi Türbesi ve Tanrı Dağları’ndan Gönüllere Yolculuk
Burak Duran, yolculuk sırasında Hoca Ahmet Yesevi Türbesi’ni ilk kez ziyaret ettiklerini aktararak, “Hoca Ahmet Yesevi’nin inzivaya çekildiği yeri de gördük. O bir buçuk metrekare alanda mumdan isli bir yerde bir zaman geçirmesi ve burada dünya aleminden başka bir aleme geçmiş olması düşündürücü.” ifadelerini kullandı.
Tanrı Dağları eteklerinde de yolculuklarına devam ettiklerini belirten Duran, Orta Asya’nın herkese ilham verecek bir kültürel miras sunduğunu vurguladı.
“Türkiye’den geldik diye karşılıksız yardım ettiler”
İdil Saliha Duran ise, “Bu Türk dünyası seyahatinin bizim için maddi ve manevi bir anlamı var. Mesafeler uzak olsa da ayrı ülkelerde yaşasak da biz Türkler biriz, özümüz bir. Bunu hepimizin unutmaması, sık sık hatırlaması lazım.” sözleriyle yolculuğun ruhunu özetledi.
Kazakistan’da karavanlarının arızalanmasının ardından kendilerine gösterilen ilgiyi anlatan Duran, “Aslında bize yardım edenler bizi tanımıyor, yolculuğumuzu çok da bilmiyorlardı. Ama biz Türkiye’den geldik diye karşılıksız yardım ettiler. Burada olay İdil-Burak ya da Göçebe otobüsü değildi, burada olay Türk olmamızdı. Bu yolculukta aslında sadece biz yoktuk, bu yolculukta bizi Türkiye’den izleyenler ve tüm Türki Cumhuriyetler ve Orta Asya vardı.” dedi.
“Binlerce Kilometrelik Hasretin Sonunda Sarıldık”
Kırgızistan’da atalarının köyüne ulaşmak için zorlu bir dağ yolculuğu yaptıklarını aktaran İdil Duran, “Benim annemin dedesi Kırgızistan’da bir kahraman. Zorlu dönemlerde bilinen bir isim. Hedefimiz onun köyüne gitmekti. Fakat devlet, dağ yollarına karavanımız olan otobüsü kabul etmedi.” diyerek yaşadıkları zorlukları anlattı.
“Bol virajlı, uçurumlu bir dağ yolundan hedefe varabildik. Orada akrabalarla tanıştık, sarıldık, hasret giderdik. Sosyal medyada aldığımız tepkilerde, insanlar aynen benim gibi duygulanıp ağlıyordu. ‘Biz gidemedik. Siz bizim için de gezdiniz.’, ‘Sayenizde biz de gördük, gezdik.’, ‘Biz bu kadar ayrı değilmişiz. Kültürlerimiz benziyormuş.’, ‘Oralar bu kadar güzel miymiş?’ gibi binlerce yorum aldık.” sözleriyle ise bu duygusal kavuşmanın etkisini paylaştı.
(AA)