SELÂMÜNALEYKÜM

featured

Mehmet-Karagozoglu-yazdiSELÂMÜNALEYKÜM

Medyatakip’in değerli okurları merhaba… Kısmetse bundan sonra zaman zaman sizlere düşüncelerimi aktaracağım. Ülkemizin ve Geredemizin, İslam âleminin her konusu bizim gündemimizde yer alacak. Hiç kimseye şirin görünmek gibi bir endişemiz yok. Bir ikbal beklentisi içinde değiliz, bir menfaat kaygısı taşımıyoruz. Yazdıklarımızın, hakkımızda şehadette bulunacağına inanıyoruz. Yazılarımızda, yüreğimizin sesini dile getireceğiz. Sözümüze değer verilirse, dinlenirsek ne ala. Yoksa şairin belirttiği gibi;

“Bir yerde ki yok nağmeni takdir edecek gûş

Tazyi-i nefes eyleme, tebdil-i mekân et”

( Bir yerde sözünü takdir edecek kulak yoksa, boşuna nefesini harcama; mekânını değiştir) deyip gitmesini de biliriz. Geçmişte yaptığımız gibi …

***

Geçenlerde Medyatakip’te Esentepe ile ilgili havuz haberini okuyunca “Eyvah!” dedim. Çam ağaçlarının köklerinin tahribi kaçınılmaz, çamlar tehdit altında diye düşündüm. Gerede gibi soğuğun sert geçtiği bir yerde havuz da neyin nesi diye endişelenirken, sağolsun 23 Temmuz tarihli yazısında Kâzım ÜNLÜOL kardeşimiz duygularıma tercüman oldu. Düşüncelerimi dile getirdi. Esentepe’de yapılaşma tehlikesine dikkat çekti, birtakım önerilerde bulundu. Kendisine aynen katılıyorum. Önceki yıllarda Mercanmedya’da dile getirdiğim Esentepe’nin SİT alanı ilân edilip resmî koruma altına alınmasına yönelik teklifimi ısrarla tekrarlıyorum. Esentepe’nin korunması ve gelecek nesillere tahrip olmadan bırakılması için bunun şart olduğuna inanıyorum. Enerjik ve gayretli bir Başkan görünümü veren Sayın Mustafa ALLAR’ın  ve il milletvekillerimizin de bu konuyu gündemlerine almasını temenni ediyorum.

***

Gelelim bir başka konuya… Hamdolsun güzel bir Ramazan geçirdik. İslam âlemindeki olaylar bizi derinden üzdü ama şehrimizde ve ülkemizde herhangi bir felâket yaşamadık. Ramazan bize merhameti, diğergâmlığı, sabretmeyi, israf etmemeyi, az tüketmeyi öğretmiştir inşallah. Üstad Sezai KARAKOÇ oruçtan bahsederken “Betonları kıran oruç” ifadesini kullanır. Bu ifade orucun, insanın kişiliğinde ne büyük değişiklikler yapabileceğini belirtir. Ramazan’ın bize eğitimini verdiği;  boğazımıza hakim olmayla ile ilgili, israf etmemeyle ilgili bir konuyu dile getirmek istiyordum. Bu da hac ve umrelerdeki “açık büfe” yanlışlığıydı. Bence önemli ve hiç dile getirilmemiş bu konuyu gelecek yazıma bırakıyorum. Zira gazetelerdeki köşe yazılarının uzun olmasını her zaman yadırgamışımdır. 1970‘lerde yayın hayatına başlayan, Erol SİMAVİ’nin çıkardığı Günaydın gazetesinde zamanın meşhur yazarı merhum Necati ZİNCİRKIRAN’ın köşesinin adı “Tencere” idi ve altında da “Bizim tencerede lâf kafa ütülemeden pişer” cümlesi yer alırdı. Biraz argo kokan bu sözü ben de benimsiyorum. Hele ilk yazıda sözü fazla uzatmanın gereği yok.

Geçmiş bayramınız mübarek olsun, kalın sağlıcakla…

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
SELÂMÜNALEYKÜM

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir