Akçakale’nin makalesi ulusal yayında

featured

Gerede Meslek Yüksek Okulu Deri Teknolojisi Bölüm Başkanı Yrd.Doç.Dr. Nurettin Akçakale’nin, Çanakkale isimli makalesi ulusal yayın yapan gazetede yayınlanarak geniş kitleye hitap etti.

Gerede Meslek Yüksek Okulu akademisyeni Nurettin Akçakale’nin işte Çanakkale Mucizesi isimli yazısında şu ifadelere yer verildi: “İnsanların hayatlarında zaman zaman mucize sayılabilecek olaylar olabildiği gibi milletlerin ve devletlerinde tarihinde böyle mucizelere rastlamak mümkündür. Bu günlerde 100. yılını kutladığımız 18 Mart Çanakkale zaferi de şanlı tarihimizde özellikle kurtuluş savaşı mücadelesi için ve genç Türk devletimizin kuruluş mucizesinin başlangıcıdır.

Altı yüz yıl dünyaya nizam veren Osmanlı devleti, bazı nedenlerden dolayı 20. yüzyılın başlarında bitkin düşmüştü. Trablusgarp’tan, Balkanlar’dan çekilmişti. Geri çekilme, onur gurur kırıcıydı, ama mecburdu buna. Düşman dayanıklı idi, talih aleyhine dönmüştü bir kez ve dost vefasızdı bu zor günlerde. Batılılar başka milletlerin, müdafaadan ümidi kestiği anda, Türk milletinin taarruzu başlar!” der. İşte Çanakkale savaşları, bunun destanıdır.

Bu destanda; cephaneliğin infilak etmesiyle gözlerinden olan Memiş’e, Komutanın; Vah evladım vah! Gözlerinden mi oldun?” demesine karşılık: “Üzülme paşam, üzülme! Bu gözler göreceğini gördükten sonra bu hale geldi!” şeklindeki cevabı vardır. Bu destanda; Fransız zırhlısı Büve’nin 610 mürettebatının denize saçıldığı anda; İngiliz zırhlısı Oşin’ın, sudaki karıncalar gibi çabalayan düşman askerlerini toplaması için ateş kesen Türk topçusunun civanmertliği vardır. Bu destanda; İntepe bayırında, bölüğünün tamamen bitmesine rağmen bir Mehmetçiğin, sabaha kadar dişini sıkması ve sabahleyin takviye gelen bölük komutanına; Akşam, batarya imamları şehitlik mertebesini anlatmasalardı, vallahi dayanamazdık!” demesi vardır. Bu destanda; birkaç kalas, birkaç metre halat ve 30 yardımcısıyla, 35,5 santim çapındaki 100 tonluk topu Çimenlik Kalesi burçlarından indirip Hamidiye tabyalarına nakleden 65 yaşını geçmiş imalatı harbiye ustası Ramazan ağalar vardır. Bu destanda Rumeli Mecidiyesi tabyasında 20 dakikalık baygınlıktan sonra 257 kilogramlık üç mermiyi peyderpey atıp İngilizlerin Oşin Zırhlısına boğazı dar eden; Cevat Paşa’nın dile benden ne dilersen evladım demesine karşılık, bir şey istemem kumandanım diyen, Paşanın ısrarıyla tek tayınla doymuyorum komutanım deyip, çift tayın alan, fakat bir süre sonra herkes tek tayın yerken bu ikinci tayın boğazımdan geçmiyor diyerek tayını reddeden diğer gam ruhlu Koca Seyyitler vardır. Bu destanda; leş kargası gibi Çanakkale boğazına üşüşen İngiliz, Yeni Zelandalı, Anzak, Kanadalı, Avustralyalı ve diğer emperyalist devletlerin hezimeti vardır. Bu destanda; mermilerin havada çarpıştığı ve ortalama olarak metrekareye 6000 merminin düşmesi vardır. Bu destanda; şuan Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde olan ve olmayan vilayetlerden eli silah tutan Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni hatta Ermeni, Rum ve Yahudi’nin bu vatanı, bayrağı, milleti, dini ve devleti için canını Allah yolunda feda eden, böylece Allah rızasına eren 251000 şehitler vardır. Bu destanda; birçok lise ve üniversitenin tüm son sınıf öğrencilerinin Çanakkale de şehit düştüğünden ertesi yıl mezun veremediğinin hüznü vardır. Örneğin; Kayseri Lisesi, Galatasaray lisesi ve İstanbul Tıp Fakültesi okul tarihi boyunca ilk kez 1916 yılında mezun vermemiştir. Bu destanda; seferberlik emrince 15 yaşındaki çocukların askere çağrılmalarının ardından yakılan hey onbeşli on beşli Tokat yolları taşlı onbeşliler gidiyor kızların gözü yaşlı isimli tokat türküsünü vardır” ifadeleri yer aldı.

Bu destanda; Kastamonu’nun Verencik köyünden derlenmiş olan ve hepimizin ezbere bildiği “Çanakkale içinde vurdular beni, ölmeden mezara koydular beni” isimli şehit askerler için yakılan Çanakkale türküsü vardır.

Bu destanda; cephanesi bitmiş geri çekilen askerlere; “Düşmandan kaçılmaz! Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!” diyen Anafartalar, Conkbayırı muharebelerinin kahramanı “Mustafa Kemal”ler vardır.

Ve yine bu destanda, Anafartalar Komutanı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Nutuk’ta Çanakkale’deki askerimizin manevi gücünü şöyle anlatmaktadır:

“Karşılıklı siperler arası sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamayarak kâmilen şehit düşüyor. İkinci siperdekiler onların yerine geçiyor. Fakat ne kadar gıpta edilecek itidal ve tevekkül ki, ölenleri görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiçbir tereddüt bile göstermiyor, sarsılmak yok!…

Okuma bilenler ellerinde Kur’an-ı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren, şâyân-ı hayret bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.”

  1. yıldönümünü kutladığımız bu zaferin ardından şehitlerimizi rahmetle anıyor, hepimizin onların aziz hatıralarına layık insanlar olmasını diliyorum.
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Akçakale’nin makalesi ulusal yayında

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir