Mustafa Gökkaya’nın kaleminden “Ya virüste maske takıyorsa”

featured

Yarın 15 Temmuz. 15 Temmuz’a dokunmadan önce yakın geçmişimizdeki gündemimiz Ayasofya’ya dokunayım istiyorum. İyi ki eskiden dolar yokmuş. Düşünsenize  İstanbul fetih edilirken ABD kurulma aşamasında olmasaydı, İstanbul’u fetih ederseniz dolar anasının nikahı olur diyenlerin seslerini…. Kuşatma başladığında 5 lira civarında olan dolar, Ulubatlı Hasan’ın üç hilali burçlara dikmesiyle birlikte 10 lirayı geçmiş bulunsa!…  Ya Hristiyan’ı, Ortodoks’u ne der diyenlere de bir misal vereyim; Endülüs Kurtuba Camii 450 yıl İslam’a hizmet ettikten sonra, vahşice Katedrale dönüştürüldüğünde kimse Müslüman dünyasının ne hissedeceğini düşünmüş müydü? Hasılı şükürler olsun Ayasofya’nın ibadete açılması ile inanç haklarımızı, egemenlik kazanımlarımızı tahrip ve taciz etmek maksadıyla kuyruğa giren ülkeler, odaklar ve husumetle beslenen çevreler kaybetmiştir. İrade milletin, karar hukukundur.

15 Temmuz’a gelirsek aklıma geçmişte yaşadıklarım, kulağımla duyduklarım, yalnızlaştırıldığımız o çetin mücadele yılları geliyor. O zamanları FETÖ değildi ismi, biz CIAmat diyorduk. Pensilvanya uşakları… Söylemeden edemeyeceğim  “Hak en çok sesi çıkanın değildir” zira bizleri yetiştirenler size gül bahçesi vaat etmiyoruz, sizler çileye talipsiniz dediklerinde bıyıklarımız terlemeden kabullenmiştik yolumuzu da yönümüzü de. Bu sebepten samimiyetsizliği yani güç dengesine göre kıvıracak kapasitelileri sevmediğimiz doğrudur, onlar da zaten bizi sevmez.  FETÖ’lü yıllarda sosyal hesaplarından tek bir laf etmedikleri gibi, methiyeler düzenlerin, 249 şehit verdiğimiz ibret dolu 15 temmuz gününde faceden twitterdan, ınstagramdan sayfa sahibi her bir kişi yazacak, kimi hak, kimi riya, kimi ‘tedbir’, kimi konjonktür… gereği…

O gün tiksiniyorum facebook iletişimden, sosyal medyadan, yapmacık tavırlardan, fotoğraf yarışından… Kısacası  ‘yel değirmeni savaşçılardan’… (rüzgar nerden eserse) aslında merkez sağcı geçinenler gibi,  Evrenci darbecilerin yandaşları gibi,  fetocular öğretti bu aziz millete; ‘aman kendini belli etme, sana mı kaldı vatan kurtarmak, sen de iki söv gerekirse, …..’ çift taraflı ilişkileri … Biz ise farkındayız her şeyin… Celladıyla helalleşenler vardı evrenli yıllarda, bizim ağabeylerimiz. Ruhları şaad olsun. Şimdi ise ahir zaman savaşçıları bizler. hani “Maymuna soba yakmayı öğretmişler; yazında  yakmış” misali ülkeyi nereye sürüklediklerini bilen yada bilmeyenlerin maymunluğuna göre şekil almamak lazım diye hatırlatıyorum geçmişi…! Fetölü yıllarda yine yazmıştık, Kabe’si kartonpiyer, kitabı kremşanti, cephesi Çanakkale seramik bunların diye… Hutbelerde ırkçılıkla milliyetçiliği eş tutan sözleri varken de mücadele ediyorduk… Demiştik ki Allah’u alem üstünlük şüphesiz takvadadır, ancak babanız yeteri kadar adamsa üstünlük ananızın karnındadır diye. Bizim inancımız ve iddiamız;  İslam’a en iyi hizmet edecek millet necip Türk milletidir. Bu Türk irfanıdır. Bunlar Türklüğe darbe yaptılar önce, sonra Türk’ün imanına, aklına, irfanına… Bunlar şehre hâkim oldular önce, merkez sağın tosun ve ineklerine içtihat üreterek… Köyü, köylüyü ve fakiri sevmez… zeki ve zengine düşkündür bunlar….  ‘şeylerine göre hoca bulup, uyduruk kitaplarda yerini bulup evanjelizme yelken açtırıp, birkaç çek kesince ‘hizmet lağımına’, cennet ile aralarında sadece ölüm var sanıyordu şimdiki aklanan paklanan müminler(?)… o parmaklarına taktıkları ‘zikirmatik’ gibi kaldı onların aklı, feto bilmem ne kitapları, abileri, çıkarları, kadroları, yeni feto yapıları…

Maskeli bir çağdayız malum, virüsten korunma adına. Ya virüsler maske takıyorsa ne yapacağız? Ki maskesiz virüs yok… Biz duygusal insanlarız şahsımıza yapılanı affedip affetmemek bizim tasarrufumuzdadır, lakin vatana yapılanları affetme ve unutma lüksüne sahip değiliz. 15 Temmuz hain darbe ve işgal günü, kutlama günü değil, ibret alınacak bir olaydır. Kutlama kısmı yalnızca Arap baharının geri püskürtülmesi, şehit kanıyla sulanan topraklarımızı düşmana çiğnetmeme tarafıdır. Yazımın sonunda 15 Temmuz’da darbe başarılı olsaydı, bu ilçeden kim tutuklanırdı dediğimde, ilk iç çamaşırlarını hazırlayacakları tanıyorum… Bu sebepten bir selam vermek istiyorum onlara… (Bunlar ılımlı İslamiyet dinler arası diyalog derken ‘Lailaheillallah Muhammeden Resulullah’ diyen, cuma hutbesinde ‘inneddine indallahilİslam’ ayetini okumayanın ardında saf saf durmayan, açılım sürecinde ortada salya sümük gezmeyen, onların inandıklarına devrin ışığı demeyen, fetoya p.ç diyen, sınavlarda yapılan onca hukuksuzluğa karşı sesini yükselten, kadrolarına biat etmeyen, sızıntı abonesi olmadığı için sıkıntıya abone olan, zaman gazetesi olan dükkana girmeyen, TV Kanal listesinden STV’yi 2008 yılında silen… evet, azız biliyorum… azız ama aziz bir duruşumuz var. O aziz Türk ruhu ile Ömer Halisdemir’in, Fatih Kalu kardeşimin istirahatgahına gitmek ve onlar ile hasbihal etmek gibi bir hakkımız var. 15 Temmuz için konuşanlar çok olacak, fotoğraf çekinenler… eskiden yal yedikleri yere bugün sövenler… şehitlerimizi anacaklar bizi arka saflara bırakarak… bunlar arasında bizim sesimiz duyulmayacak. Olsun! Bir kaç şahit ve Hakk bilsin. Samimiyeti olan en önde yürüsün baş tacıdır elbette.

Türk kalın! Kalanlara selam olsun)

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Mustafa Gökkaya’nın kaleminden “Ya virüste maske takıyorsa”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir