Ankara’nın Evren ilçesinde ata tohumu ile yetiştirilen üzümler toplanmaya başlandı. Kimyasal madde kullanılmadan üretilen bu doğal üzümler, lezzetleriyle dikkat çekiyor.
Bölgedeki üzüm üreticileri, ata tohumunu kimyasal ilaç ve gübre kullanmadan işleyerek hem sağlıklı ürünler yetiştiriyor hem de geleneksel bağcılığı yaşatıyor. Bu yaklaşım sayesinde kültürel miras korunurken, üreticiler desteklerin artması halinde üretim alanlarının genişleyebileceğini belirtiyor. Bağlardan toplanan üzümler sofralarda tüketilmesinin yanı sıra pekmez yapımında da değerlendiriliyor.
Organik Statüde Beş Tescilli Bağ
Evren Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Emrullah Eren, ilçedeki bağların organik üretimle canlandırıldığını belirterek şunları söyledi:
“İlçemizde tarihi ata üzümlerimiz var. Bu bağlarımızın bir kısmı harap oldu ama onları canlandırmaya çalışıyoruz. Şu anda Evren’de 5 tane tescilli bağımız var. Bu bağlar, organik bağ statüsünü aldı ve kontrol altında. Hiçbir kimyasal ilaç kullanılmıyor. Tamamen organik gübrelerdir. Bu üzümde hiçbir kimyasal yoktur. Bu sene havaların sıcak olmasıyla birlikte bağ kesimi biraz erken başladı. Normalde üzüm kesimi 10’uncu ayda başlar ama mevsimler sıcak geçtiğinden erken üzümler uygunlaşmaya ve tatlanmaya başladı. Pekmezimiz çok kaliteli oluyor. Her bağ sahibinin özel müşterileri vardır.”
Bölgeye Özgü Tat ve Koku
Toprağın yapısı ve iklim koşullarının üzümün aromasına katkı sağladığını dile getiren Eren, bölge üzümlerinin farkını şöyle ifade etti:
“Bu toprağın minerallerinden, havanın esintisinden, Kızılırmak’tan aldığı rutubet ve ekolojiden dolayı böyle bir kendine has tadı ve kokusu olan bir üzüm cinsi. Evren’de nelerin yapıldığını dünyaya duyuracağız.”
Çeşitli Üzüm Türleri ve Geleneksel Pekmez Yapımı
Bağ sahibi ve aynı zamanda Kıbrıs gazisi olan İbrahim Şimşek, üzüm çeşitliliği ve pekmez üretim süreci hakkında detay verdi:
“Şu anda burada 6-7 çeşit üzüm var. Ebılgasım, Saçkıl, Akkut, Hevenklik, Dimrit gibi çeşitler var. Pekmez işi yapıyoruz. Daha önce satış yapıyorduk fakat şimdi işi sadece pekmez satışına çevirdik. Üzümü önce kesiyorum. Römorka götürüyorum. Çereçin içine koyuyorum. Üzerine biraz toprak atıyorum. Ondan sonra çizmeyi giyip çiğniyorum. Çiğnedikten sonra akıyor. Onu leğene dolduruyorum ve bir taşta kaynatıyorum. Ondan sonra tekrar torbaya dolduruyorum. Torbaya doldurduktan sonra torbadan süzülüyor. Ondan sonra tekrar leğene koyuyorum ve altını ateşliyorum. 2-3 saat kaynadıktan sonra pekmez oluyor.”
(İHA)