Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi ve İzmir Demokrasi Üniversitesi’nden akademisyenler, öğrenci ve araştırmacılara ilham verecek devrim niteliğinde bir çalışmayla, küresel kozmetik alanında dikkat çeken doğal içerikli bir yenilik geliştirdi.
Türk akademisyenler, deniz canlılarından elde edilen doğal bileşenleri kullanarak hem cildi koruyan hem de onaran yenilikçi bir güneş kremi geliştirdi. Mürekkep balığından izole edilen melanin pigmenti ile mikroalglerden elde edilen güçlü antioksidanlar, bu ürünün temel bileşenlerini oluşturuyor.

İki Üniversitenin Ortak Projesi Tamamlandı
Yaklaşık iki yıl önce başlatılan proje, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden Doç. Dr. Murat Telli ve İzmir Demokrasi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Gizem Kaleli’nin iş birliğiyle yürütüldü. “Melanin Nano Parçacıkları ile Enkapsüle Edilmiş Astaksantin Tabanlı Güneş Kremi Geliştirilmesi” başlıklı bu araştırma çalışması başarıyla tamamlandı.
Doğadan İlhamla Güçlü Bir Formülasyon
Mürekkep balığının mürekkep kesesinden elde edilen melaninle, laboratuvar ortamında üretilen alg pigmentleri bir araya getirilerek tamamen doğal içerikli bir güneş kremi formüle edildi.

Telli, geliştirdikleri ürünün Sağlık Bakanlığı ile ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) standartlarına uygun olduğunu belirtti.
Kimyasal İçeriklere Alternatif Bir Yaklaşım
Telli, FDA’nın 2-3 yıl önce yayımladığı rapora dikkat çekerek, “FDA, piyasadaki güneş kremlerinde kullanılan kimyasal etken maddelerin çok büyük kısmını güvenilir etken madde statüsünden (GRAS) çıkardı. Birçok bilimsel makalede güneş kremlerinde kullanılan kimyasal ve parçacık temelli etken maddelerin güvenilir olmadığı, insan cildinde biriktiği ve sağlığına zararlı etkileri olduğunu bildirdi.” dedi.

“İlk Doğal Etken Maddeli Güneş Kremi Olduğunu Düşünüyoruz”
Telli, kimyasal içerikli güneş kremlerinin ciltte kalıcı lekelere, hormonal sorunlara ve hatta kansere yol açabileceğini belirterek şunları söyledi:
“Dünyada doğal içerikli güneş kremi, patent taramalarımızda henüz karşımıza çıkmadı. Bu durum gerek kozmetik sektöründe gerekse son kullanıcı nezdinde doğal bileşenlerden oluşan yeni ürünlere karşı önemli bir yönelim doğurmuştur.”
Atık Malzemelerden Yüksek Etkili Bir Ürün
Doğal kaynaklardan elde ettikleri bileşenlerle formülasyon geliştirdiklerini vurgulayan Telli, şöyle konuştu:
“Bu etken maddeyi de denizdeki atık maddelerden bulduk. Mürekkep balıklarının kesesindeki melanin pigmentinden. Bu pigment, aynı zamanda insan hücreleri tarafından da üretiliyor. Güneşe maruz kaldığımızda cildimizin kararmasına sebep olan pigmenttir. Dışarıdan insan vücudu için uyumlu olan pigmenti alıp içerisine mikroalglerden elde ettiğimiz antioksidan pigmentleri yerleştirip kompozit malzeme haline, bunu da güneş kremi haline getirdik. Ürünün prototipi çıktı, tescilini de yaptırdık. Bir firmayla da anlaştık, seri üretimini gerçekleştirip satışa sunacağız.”
SPF Değeri 100’e Kadar Ulaşıyor
Geliştirilen formül sayesinde ürünün güneş koruma faktörü (SPF) 50’den 100’e kadar çıkarıldı. Telli, “Bildiğimiz kadarıyla ürünümüzün ilk doğal etken maddeli güneş kremi olduğunu düşünüyoruz.” diyerek benzer bir ürünle karşılaşmadıklarını ifade etti.
Daha önceki girişimlerin güneş koruma faktörünün yetersizliğinden dolayı başarısız olduğunu dile getiren Telli, şu açıklamayı yaptı:
“Gelememelerinin asıl sebeplerden birisi güneş koruma faktörünün çok düşük çıkması. Biz bu faktörü 50-100 faktöre kadar çıkardık. Klinik ve mikrobiyolojik testler tamamlandı. Sağlık Bakanlığının istediği tüm regülasyonlarına uygun şekilde şu anda üretime hazır.”
Uluslararası Test Süreci ve Hedefler
İnsan testlerinin yurt dışında akredite bir laboratuvarda sürdüğünü belirten Telli, test sonuçlarının yakın zamanda ellerine ulaşacağını ve ardından Türkiye dahil çeşitli ülkelerde satış sürecine geçileceğini aktardı.
Cilt Onarımı ve Koruma Bir Arada
Kremin üretim süreciyle ilgili detayları da paylaşan Telli, şu bilgileri verdi:
“Mikroalg içindeki bilinen en yüksek antioksidan etkisi olan pigmenti kullandık. Bu pigmentleri laboratuvarda üretip, mürekkep balıklarının mürekkep keselerinden izole ettiğimiz melaninlerle kapsüle ediyoruz. Sonra bunu krem formuna getirdik. Bu kremi cildinize sürdüğünüzde melanin gelen güneş ışığını kendi içinde soğutarak cildinizin zarar görmesini engelliyor. Mikroalglerden izole ettiğimiz ‘Astaxanthin’ pigmenti ise yavaş yavaş cilt tarafından emilerek cildin onarımını sağlıyor. Hem koruma hem de cilt onarımını sağlayan bir ürün haline geldi.”
Yerli Kaynaklarla Sürdürülebilir Üretim
Telli, tüm ham maddelerin yerli kaynaklardan temin edildiğini, mürekkep balığı kesesinin ise atık malzeme olarak değerlendirildiğini vurguladı. Ayrıca mikroalg üretiminin karbon negatif bir süreçle gerçekleştirildiğini ifade ederek şunları kaydetti:
“Çıkan ürünün çevreye karbon emisyon anlamında herhangi bir zararı yoktur. Neredeyse negatif karbon emisyonu olan bir ürün haline geldi. Tamamen Türk bilim insanlarının özverili çalışmaları ile geliştirilmiş bir ürün. Mürekkep balıklarının İzmir’de çok büyük bir pazarı var. İstediğimiz miktarda ürünü elde edebiliyoruz.”
Hedef: Uluslararası Pazar
Son olarak Avrupa ve Asya’daki yatırımcılarla görüşmelerin devam ettiğini belirten Telli, önümüzdeki yıl ürünün hem Türkiye’de hem de uluslararası pazarda satışa sunulmasının planlandığını söyledi.
(AA)