Akdeniz’de deniz suyu sıcaklıkları 32 dereceye ulaştı. ODTÜ’lü bilim insanları, Mersin ve İskenderun körfezlerinde oksijen seviyesinin kritik düzeye yaklaştığını açıkladı.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Bilimsel Seferler Koordinatörü Dr. Hasan Örek, Akdeniz’deki yüzey sıcaklıklarının 32 dereceye kadar çıktığını açıkladı. Bu sıcaklıkların artık rutin hale geldiğini vurgulayan Örek, “Oksijen seviyesinin Mersin’in iç körfezi ve İskenderun Körfezi’nde kıyıya çok yakın yerlerde kritik düzeye yaklaştığını gördük.” dedi.
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, yaz seferleri kapsamında Akdeniz’de iki hafta boyunca incelemeler gerçekleştirdi. Bu incelemelerde sıcaklık, kirlilik, oksijen seviyeleri ve iklim değişikliği etkileri gibi konularda birçok istasyonda deniz ölçümleri yapıldı ve numuneler alındı.
Seferin ilk bulgularının deniz yüzey suyu sıcaklıklarındaki artış olduğunu belirten Örek, “Akdeniz’de özellikle ağustos ayının başlarında Suriye sınırından Antalya’ya kadar çok sayıda 32 dereceye varan yüzey sıcaklıkları ölçtük. Yazın genelde 30-31 derece civarlarında görüyorduk, 32 çok nadir ölçtüğümüz bir rakamdı. Bu seferin rutini oldu.” ifadelerini kullandı.
Sıcaklık artışının küresel ısınma ve El Nino gibi olaylarla bağlantılı olduğunu kaydeden Örek, kesin bilgiler için daha ileri analizlere ihtiyaç duyulacağını belirtti. Deniz suyundaki sıcaklık değerinin bu seviyelere sabitlenip sabitlenmediğini anlamak için sürekli izleme yapılması gerektiğini ifade etti. “Bir sonraki yıl baktığımızda bu değer normal de çıkabilir, o döneme özgü bir sıcaklık da olabilir.” diyen Örek, uzun dönemli ortalamaların dikkate alınması gerektiğini vurguladı.
Örek ayrıca, “Her yıl ‘rekor sıcaklık’ ifadesini duyar hale geldik, bu artık rutinimiz oldu. Bu durum, küresel ısınmanın bir sonucu ve küresel ölçekte tedbirler alınması gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Dip bölgelerdeki oksijen konsantrasyonunun kirliliğin en önemli göstergelerinden biri olduğunu belirten Örek, “Akdeniz’de bazı bölgelerde bu seviyenin düştüğünü gözlemledik. Bu tabii endişe verici bir durum çünkü açık denizle bağlantısı olan bir yer.” şeklinde konuştu. Oksijen seviyesinin Mersin’in iç körfezi ve İskenderun Körfezi’nde kritik düzeye yaklaştığını gördüklerini ifade eden Örek, “Eğer kirlilik girişi bu şekilde devam ederse, daha da derinlere kayabilir.” dedi.
Mersin’de yoğun göç, artan nüfus ve yazlık sitelerin çevresel baskıyı artırdığına dikkat çeken Örek, İskenderun Körfezi’nin yoğun sanayi, gemi trafiği ve kentsel yük altında kaldığını kaydetti. Batıya doğru gidildiğinde kirlilik olan noktaların azaldığını belirten Örek, Fethiye Körfezi’ndeki durumun toparlanmaya başladığını ifade etti.
Akdeniz’de Antalya Körfezi, Kaş, Fethiye ve Mersin çevresinde yüzen çöp miktarının artması ise endişe verici bir durum olarak değerlendirildi. Genel Akdeniz akıntısının güneyden kuzeye yönelerek Türkiye kıyıları boyunca batıya doğru ilerlediği, İskenderun Körfezi’ne zaman zaman girdiği belirtildi. Bu akıntı rejimindeki değişimlerin körfezdeki kirliliğin azalmasında veya artmasında önemli olduğuna dikkat çekildi.
Örek, “Marmara’daki müsilaj olayının Akdeniz’de olabileceğini şu aşamada düşünmüyorum.” diyerek, çok iç körfezlerde, açık denizle bağlantısı kısıtlı yerlerde kontrolsüz bir girdi olması durumunda bunun tetiklenebileceğini sözlerine ekledi.
(AA)