AHİ EVRAN VE AHİLİK

Araştırmacı – Tarihçi

ozdemirince@hotmail.com

AHİ EVRAN VE AHİLİK

Dün mesleki birliğin, mesleki beraberligin, mesleki dayanışmanın adı idi, Ahi birlikleri. Adını Ahi Evran’dan almış. Ahi Evran, Gül kokulu, Horasan neslinden, Yesevi nefesli, üçler-yediler-kırklar ehlinden bir Alperen’dir. Debağ esnafının piridir. Sonra da tüm esnafin piri kabul edilmistir. Ruhu sad olsun.

Dünden bugune birliğin, beraberliğin, dayanışmanın, kaynaşmanın, timsali yüce Turk Milletinin, sahibi olduğu Ahi Birlikleri, günümüzde de aynı birlik ruhu ile meslek odaları adı altında varlıklarını sürdürmekteler. Bu girişten sonra yeri gelmişken her biri değişik meslek erbabı esnafımızın Ahilik haftasını kutluyor, hayırlı işler, bol kazançlar diliyorum. Birbirinden güzel iş hayatının bu meslek ailesi mensuplarına da aynca öğrencisine, çırağına, kalfasına, işçisine, usta saygısı; Ustasına, patronuna, aile babası ayarında, mensuplanna evlat duygusu ile sevgi ve şevkat zenginliği dilerim.

Ahi Evran, Anadolu’da Ahiliğin kurucusudur. Asıl adı Şeyh Nasuriddin Mahmud Ahi Evran Bin Ahmed’dir. Asya içlerinden, Horasan’dan Anadolu’ya gelen mutasavvıflardandır. Denizli, Konya ve Kayseri’de bir müddet oturduktan sonra Anadolu’da bir çok sehir ve kasabaları gezerek, Ahilik teşkilatının kurulması ve yayılmasında önemli bir rol oynamıştır. Esnaf, Sanatkâr ve tüccar zümresinin, şeriat ve tasavvufa uygun ahlâk kurallan çerçevesinde, disiplin altına alınıp hayırlı işler görmelerine geniş ölçüde yardımcı olduğu da ayn bir gerçektir. Sonradan Kırşehir’e gelerek yerleşen ve burada vefat eden Ahi Evran, adını taşıyan mahallede, yine adıyla anılan Camii’in avlusunda Türbesinde yatmaktadır. Ahi Evran, aynı zamanda, Debağ Esnafinm piri kabul edilmiş, ancak daha sonra diğer birçok esnaf zümresi de kendisini piri olarak kabul etmişlerdir.

Ahi Evran,  13. Yy. Anadolu tarihinde önemli hizmetleri görülen,  Ahilik teşkilâtı gibi ahlâka, esnaf ve sanatkârların, belli kurallar içinde dinlerine, sosyal-ekonomik hayat düzenlemelerine geniş ölçüde rehberlikte bulunan bir kuruluşun, bilgin, mutasavvıf, gönlü insan sevgisiyle dolu piri, inanç ve enerji timsali büyük bir şahsiyettir. Mesaisini, Allahın rızasını kazanma yolunda yoğunlaştıran, dünyanın malına, makamına, servetine önem vermeyen, büyük bir bilgin, büyük bir sufi Ahi Evran.

Anadolu, Türkler tarafından fethedildikten sonra, artık göçlerle Anadolu’ya gelen Türk kafileleri yerleşmeye başlamıştır. Bu göçlerle, Asya’nın büyük Türk şehirlerinden gelen sanatkâr ve tüccarlar, Anadolu’da bulunan yerli Bizanslı meslektaşlarıyla rekabet edebilmek için kendi aralarında teşkilâtlandılar. İşte Ahi Birlikleri böyle doğdu. Ahiler, Anadolu’da kurup geliştirdikleri birlikler sayesinde, doğudan ard arda gelen Türk halkının rahatça yerleşmelerini, iş güç sahibi olmalarını ve güven içinde yaşamalarını sağladılar.

Ahiliğin asıl amacı, mensuplarına dünya ve ahiret saadeti sağlamaktı. Bu anlayış, Ahilerin, dünya için ahiretini veya ahiret için dünyasını terk etmeyen, dengeli bir hayat anlayışı geliştirmelerini sağlamıştır. Ahilikte toplum bir bütün olarak kabul edilir. İnsanlar mesleklerine, renklerine, mevkilerine ve servetlerine göre ayrılmazlar, her fert toplumun bir mübarek üyesi olarak görülür. Komşusu açken tok yatanın ağır dille suçlandığı bu düşünce sisteminde, sınıflı bir toplum yapısı kesinlikle reddedilmiştir.

Ahi Birlikleri, mensuplarının daha iyi yaşamasını, mesleğini daha iyi yaparak geliştirmesini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda belki bundan da daha büyük bir dikkat ve önemle üyelerinin terbiyesi, fazileti,  doğruluğu,  inançlarının geliştirilmesi gibi manevi konular üzerinde duruluyordu.  Türk Esnafı, güzel ahlâk prensiplerini bu kurumlarda öğrenirler ve hayatlarında uygularlardı. Ahi birliklerince taviz verilmeden uygulanan ahlâk kaidelerine uymayanlar cezalandırılırdı.

Ahilik ahlâkını meydana getiren kaideler, genel anlamda hepimizin bildiği “Eline, beline, diline hakim ol” şeklinde özetlenerek hâlâ öğütlenmektedir. Ahilik ahlâkı ile herkesin memnun olduğu ve aradığı insan tipi düşünülüyordu. Ahi Birlikleri Eğitimi, hayat boyu süren bir faaliyet olarak düşünmüş ve mesleki eğitim ile ahlâk eğitimini, birbirini tamamlayan unsurlar olarak ele almış ve uygulamıştır.

Günümüzde Eğitimin amacı olan  iyi insan, iyi vatandaş, iyi üretici ve tüketici yetiştirilmesini kendi döneminde başaran Ahi Birlikleri, eğitim-istihdam-üretim üçlüsünü en mükemmel şekilde kurmuştu. Şüphesiz Ahi Birliklerinin yapısının günümüzde aynıyla uygulanması mümkün değildir. Ancak koyduğu evrensel ahlâk ilkeleri ile yüzyıllar ötesine ışık tutan bir sistemin özelliklerini bilerek, bunlardan kendi sosyal şartlarımıza uygun şekilde faydalanmamız gerektiğinde hiç şüphe yoktur. Masal gibi bir geçmişten, pırlanta pırıltıları yansıttık. Ecdadımızın nasıl yaşadığını göstermek için küçük bir pencere açtık ve baktık. Gördük ki Çınarlar kökleriyle ayakta hala…

Yıllara meydan okuyan Çınarlar kökleriyle ayakta durur.

Milletlerde hafızalarıyla yaşarlar Çınarları yaşatan kökler gibi.

O’nu yaşatan ise gıdasını aldığı mazidir, tarihtir.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
AHİ EVRAN VE AHİLİK

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir