1. Haberler
  2. Siyaset
  3. CHP Kurultayı Davasında Yeni Gelişme

CHP Kurultayı Davasında Yeni Gelişme

CHP, Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 38. Olağan Kurultayı’nın iptali için açılan davayla ilgili yeni bir gelişme yaşandı.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 38. Olağan ve 21. Olağanüstü Kurultaylarının iptal edilmesi istemiyle açılan davanın görülmesine Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde devam edildi. Dava kapsamında 4-5 Kasım 2023 ve 6 Nisan 2025 tarihlerinde yapılan kurultaylar mercek altına alındı.

Duruşmaya Avukatlar Yoğun Katılım Gösterdi

Duruşmada CHP’yi avukatlar Çağlar Çağlayan ve Mehmet Can Keysan temsil ederken, kurultay delegelerinin avukatı olarak Onur Yusuf Üregen hazır bulundu. Mahkeme hakimi, ilgili dönemde geçerli olan CHP tüzüğünün dava dosyasına sunulduğunu bildirerek, feri müdahillik talebinde bulunan kişilerin isimlerini okudu. Gelen belgeler ve talepler üzerine taraflara söz hakkı tanındı.

Davacı tarafın avukatı Üregen, feri müdahillik başvurularına itiraz ettiklerini belirterek, bu taleplerin davayı uzatmaya yönelik olduğunu ileri sürdü. Kurultay Divan Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tarafsız davranmadığını savunan Üregen, “Bu durum Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamesi ve 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında sabit hale gelmiştir” dedi.

Üregen, İmamoğlu’nun yönlendirmesiyle adaylardan Özgür Özel’in kazanması için birçok kişinin dahil olduğu hukuka aykırı eylemlerin gerçekleştirildiğini öne sürdü. Açıklamasında, 12 kişi hakkında dava açıldığını, 9’u milletvekili olmak üzere 100’den fazla kişi hakkında ise soruşturmanın sürdüğünü hatırlattı.

“Özel’in Kazanacağı Algısı Oluşturularak Delege İradesi Manipüle Edilmiştir”

Üregen, kurultay öncesi delegelere rüşvet verildiğini ve çıkar sağlandığını iddia etti. Şu ifadeleri kullandı:

“Birçok delegeye ve yakınlarına Özgür Özel’i destekleyen belediye başkanlarının yönettiği belediyelerde kurultay öncesi ve sonrasında hukuka ve kamu yararına aykırı olarak iş verilmiştir. Özel’i destekleyen belediye başkanlarının yönettiği belediyelerde kurultay öncesi ve sonrasında hukuka ve kamu yararına aykırı olarak naylon ihaleler verilmiştir. Özel’i desteklememeleri durumunda Özel’i destekleyen belediye başkanlarının yönettiği belediyelerde çalışanların kendileri ve yakınlarının işten çıkarılacağı yönünde baskı yapılmıştır. Kurultayın Özel tarafından kazanılması durumunda, Özel’i desteklemeyenlerin de kendileri ve yakınlarının işten çıkarılacağı yönünde baskı yapıldığı delilleriyle ortaya konmuştur. Kurultay, divan başkanının hukuka aykırı uygulamalarıyla da sakatlanmıştır.

Bu kapsamda, tüzüğün emrettiği iki seçim arasındaki asgari 3 saatlik süre ihlal edilerek sağlıklı bir delege iradesi oluşması engellenmiştir. Genel başkan adaylarından Kemal Kılıçdaroğlu’na adaylıktan çekilmesi yönünde ayrıntılarını açıkladığımız biçimde organize baskı yapılmış ve çekildiği yönünde yalan bilgi yayılarak delege ve kurultay iradesi sakatlanmıştır. Divan başkanı tarafından oy sayım döküm işlemlerine müdahale edilerek ilk seçimde adaylardan Kılıçdaroğlu lehine verilen 18 oy hukuksuz şekilde iptal edilmiş ve Özel’in kazanacağı algısı oluşturularak delege iradesi manipüle edilmiştir.”

Kurultayın hukuki geçerliliğini yitirdiğini vurgulayan Üregen, 38. Olağan Kurultay’ın anayasal hükümler, kamu düzeni ve demokratik ilkeler bakımından sakatlandığını savundu. Ayrıca, “Olağanüstü Kurultay kararı yetkisiz genel başkan tarafından alınmıştır” diyerek, 6 Nisan 2025 tarihli kurultayın yok hükmünde sayılması gerektiğini belirtti. Üregen, mevcut CHP yönetiminin dava sonuçlanana kadar görevden alınmasını ve eski yönetimin tekrar göreve çağrılmasını istedi.

CHP Tarafı: “Mahkeme Görevsizlik Kararı Vermeli”

CHP adına savunma yapan avukat Çağlar Çağlayan, duruşma arası yapılan feri müdahillik başvurularının kabulünü talep etti. Müdahillik taleplerinin yargılamayı uzatacak nitelikte olmadığını söyledi.

Divan başkanının tek başına karar vermediğini, divanın 9 kişiden oluştuğunu belirten Çağlayan, “Divan başkanının kurultayda görevli olmadığı, görevin seçim kurulu hakimine devredildiği ve işlemlerin seçim hakimi tarafından yürütüldüğü görülmektedir” diyerek, hukuka aykırılık iddialarını reddetti.

Çağlayan, ceza yargılamasındaki ifadelerin alınmadığını belirterek, ceza sürecinin beklenmesi gerektiğini savundu. Siyasi Partiler Kanunu gereği, siyasi parti kongre seçimlerinin yargı denetimi dışında olduğunu vurgulayarak:

“Siyasi parti kongreleri iki aşamadan oluşur. Seçime ilişkin tüm itirazlar seçim kuruluna yapılır ve seçim hakimi kesin olarak karar verir. Davada müdahale istenen husus seçim sonuçlarıdır. Adliye mahkemelerinin siyasi parti kongre seçimlerindeki işlem ve sonuçlara ilişkin inceleme yapma görevi bulunmamaktadır. Seçimini yargı denetiminde yapan siyasi parti kongre seçimleri sonuçlarına mahkeme huzurunda itiraz edilmesi, özel kanun olan Siyasi Partiler Kanunu’nun 21. maddesine açıkça aykırıdır. Bu yönüyle mahkeme görevsizlik kararı vermelidir.

Mahkemenin siyasi partilerin kimin tarafından yönetileceğine ilişkin karar verme imkanı bulunmamaktadır. Hakim denetiminde yapılan parti kongrelerinde itiraz süresi kısa tutulmuş ve sonucun bir an önce açıklanması istenmiştir. Seçilmişlerin sürekli mahkeme tehdidi altında görevini yaparken baskı altında kalmalarına neden olur. Mutlak butlan talebi ileri sürülmesi dürüstlük kurallara uygun hareket etmeyi gerektirmektedir. 38. Olağan Kurultayda bir sonuç ortaya çıkmış ve parti buna göre yönetilmiştir. Davacılardan birisi 38. Olağan Kurultayda seçilen yönetimin kararıyla belediye başkan adayı olmuştur. Davacıların sonradan ‘ben kurultay gününe ilişkin bazı şeyleri biliyorum’ demesi dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz.” ifadelerini kullandı.

Çağlayan ayrıca dava açma süresinin dolduğunu, zaman aşımı nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini belirtti.

Müdahil Avukatlar da Reddedilmesini Talep Etti

Davalı avukat Mehmet Can Keysan da müdahillik taleplerinin kabulü ve davanın reddi yönünde görüş belirtti. Davaya feri müdahil olarak katılan avukatlar ise CHP vekillerinin savunmalarına aynen katıldıklarını ifade etti.

Davacı Taraf: “Bu Siyasi Değil, Hukuki Bir Dava”

Son olarak söz alan Üregen, “Bizim kayyum atanması talebimiz yoktur. Bu dava için ceza yargılamasının sonucunun beklenmesine gerek yoktur. Delege iradesinin kümülatif şekilde sakatlandığı ortadadır. Ortada bir şaibe meselesi var, bu şaibenin mahkeme huzurunda değerlendirilerek ortaya çıkması. Bu siyasi bir dava değil, hukuki bir davadır.” dedi.

Mahkeme Duruşmayı Eylül’e Erteledi

Tüm beyanları dinleyen mahkeme heyeti, feri müdahillik başvurularını kabul etti. Ayrıca, ceza davasındaki görevsizlik kararına yapılan itirazın sonucunun beklenmesine hükmederek duruşmayı 8 Eylül tarihine erteledi.

(AA)

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
CHP Kurultayı Davasında Yeni Gelişme
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gerede Medyatakip