2024 Amerika -9-
Cuma günü hava hala soğuk ve kısmen karlı yerler vardı. Mustafa ile yarım saat süren orman içi yoldan sonra Cuma namazı için çıktığımız Sharon’daki İslamic Center of New England (ICNE) camiye ulaştık. Burası bizim klasik kubbeli veya Selçuklu camilerimize benzemiyor. Modern tarzda yapılmış oldukça yüksek, geniş ve minaresi olmayan bir yapı. (Ohio Akron’da İslamic Center camiinin minaresi vardı ama ezan sesi yine buradaki gibi dışarıya verilmiyordu.) Mescid bölümü dışında eğitim ve sosyal faaliyetler için bölümler de hazırlanıyormuş. İçerde çok fazla miktarda Kur’an-ı Kerim ve dini bilgiler içeren ki çoğunluğu İngilizce ve Arapça kitaplar olan kitaplıkta Türkçe mealler ve bir Türkçe Tefsir gördüm. Farklı baskılı, okuması çok kolay olan bir Kur’an- Kerim dikkatimi çekti. O an için daha sonra da bakarım düşüncesiyle nerenin baskısı olduğuna dikkat etmemiştim, bilahare sonraki gidişlerimde de bulamadım. Camide cemaatten bazıları sürekli buradan kitap alıp sessizce okumaktaydı. Bizde bir kişi sesli okur cemaat dinler ama burada o uygulama yoktu.
Caminin çok kalabalık cemaati Amerika’daki her çeşit, karışık insan topluluğunun bir örneği gibiydi. Aklınıza gelebilecek veya gelmeyecek milletten her tür Müslüman burada ibadet için bir araya geliyordu. Yine de çoğunluk zenciler gibiydi sanki. Cuma namazı cemaatin camiye geliş zamanına göre iki defa kılınıyorken her ikisi de çok kalabalık oluyormuş. Cuma’nın birincisine gelemeyenler ikinci cemaati oluşturuyorlarmış.
Caminin ahşap yazı tezyinatı düzenlemeleri orada yaşayan Konyalı bir Türk tarafından Konya’dan getirtilerek mihrap, minber bölümlerine yerleştirilmiş. Cami ve külliyenin ihtiyaçları dernek vasıtasıyla cemaat tarafından karşılanıyormuş. O gün hutbe okuyup namaz kıldıran 45 – 50 yaşlarındaki imamın hitabetine ve namazdaki okumasına hayran oldum diyebilirim. Mustafa onun Amerikalı olduğunu ailesinin o daha çocukken Müslüman olup birlikte Arabistan’a gittiklerini, orada yetiştiğini Afganistan ve Pakistan’da eğitimine devamla usul dersleri aldığını öğrendiğini anlattı. Hutbe esnasında İngilizce ve Arapça olarak anlatılanlara yüz ve tasdik ifadeleri ile katılan cemaate dil yetersizliğimle tamamen katılamamak durumunda olmama hayıflandım. Bizim cami cemaatimizi düşündüm acaba kaçımız okunanı anlıyordu?
Cami içinde cemaatin hal ve hareketleri bizim camilerimizdeki kalıplaşmış davranışlardan çok farklı. Burada insanlar hutbe ve cemaatle kılınan namaz dışında birbirleri ile sohbetler yapıyor, isteyen kitaplığı kullanıp kitap okuyabiliyor. Yani burada cami, birçok faaliyetin, çocukların dini eğitimine destek çalışmalarının olduğu ve hatta spor da yapılabilen bir sosyal alan. Akşamları ve bazı geceler de cami içinde sofralar kurulup yemekler yeniliyormuş. Bu Ramazan İftarlarında sık uygulanıyormuş. Lakin cami giriş çıkışı ve kadınların olduğu alan çok gürültülü ve temizliğe dikkat maalesef yeterli değil. Yerde bazen halılarda gördüğüm kırıntıları elimle toplamak zorunda kaldım. Tuvaleti kullananların çıplak ayakla veya çoraplarıyla cami iç kapı giriş çıkışını kullanmaları hiç iç açıcı değildi. Bu konuda yetersiz dilimle ilgilileri uyarmayı söylemek istediğimi belirttiğim Mustafa bu ikazı hocanın ve dernek yetkililerinin yaptığını ama diğer ihtiyaç ve sosyal alanların tamamlanamamış olması nedeniyle de istenildiği kadar düzen sağlanamadığını anlattı. Hatta bir gün gelip camiyi temizlemeyi düşündüğünü söyledi.
Dünyanın birçok yerinden, çok değişik kültür ve hayat şartlarından gelip böyle bir topluluğa dahil olanların maalesef dinimizin bilhassa temizlik konusundaki düsturlarını tamamen kavrayamamış oldukları bir gerçek. Hatta daha önceki gelişlerimde gördüğüm bazı guruplarda Müslüman olmanın işaretinin başta bir takke veya bir sakal olduğu anlayışı bile kavramların anlaşılmadığını ve uygulama karmaşasını ortaya çıkarıyordu.
Sanırım bu da bölgesel bir durumdur, çünkü Tenesse Nashville’de yeni yapılmakta olan bir cami ve müştemilatının çok temiz olduğunu görmüştüm. Bizim camilerimizdeki tertip düzen ve temizliğe dikkat de muhakkak olması gerektiği gibidir, ama bizdeki eksiklik de sadece namaz kılınan bir yer olmasıdır.
Devam edecek…