İyi ki geldin ya şehir-i Ramazan. Hanelere bereket, gönüllere huzur, sokaklara şenlik oldun. Hoş sefa geldin…
Senin gelişinle canlandı adeta yeryüzü. Tıpkı kışın ardından gelen bahar gibi. Müminler, yeşermenin muştusuyla sarıldı sana. Nasıl da özlemişler; bedenler orucun sıhhatinde, kalpler ibadet neşvesinde.
Senin sayende camilerin mahyaları ışıklandı; minareler renk cümbüşü gibi aydınlatıyor gecelerimizi. Hani Efendimiz (sav) buyurmuşlardı ki; “Allah’ın kadın kullarını mescidlerden alıkoymayın!” İşte senin gelişinle kavuştular kutlu mabedlere. Nasıl da koşturuyorlar; sanki melekler sırtlarını sıvazlıyor gibi huzur ve şifa otağına misafir olmanın sevincindeler.
Oysa sen gelmeden önce; Ey şehr-i Ramazan işler namazımıza göre değil, namazımızı işlere göre ayarlıyorduk. Nasıl da ters yüz ettin bizi. Elimizde Kuran-ı Azimüşşan ile mukabele saatlerini kovalıyoruz şimdi. Yitiğini arayan seyyah misali rahmetinin peşindeyiz.
Günah yüklü heybemiz dolup taşmıştı artık. Taşımaya takat getiremezken çaldın kapımızı; “Ben geldim yüklerinizdeki günahları alıp içine sevap meyveleri koymaya geldim. Cennet yemişi hepsi; haydi uyanın! On bir ayın sultanıyım zayi etmeyin beni, boş geçirmeyin vakitlerimi. Bakın ilk on günüm bitti bile. Bu sefer değilse ne zaman? Ben hep gelirim de siz olur musunuz bilmem?”
“Allah’ın rızasını umup sevabını O’ndan bekleyerek oruç tutanın geçmiş günahları bağışlanır” müjdesine nail olduk gelişinle.
Eksiklerimiz çoktu tamam olmaya niyet ettik; Ey şehr-i Gufran. Gaflet perdesini yırtıp rızan dairesine koşar adım gidiyoruz. Bazen tökezlesek de kalkmak istiyoruz, oruçluların gireceği Reyyan kapısından girmek istiyoruz.
Şahit ol acizliğimize ve şefaat et bizlere. Hoş geldin, hoş bulasın ve hoş edesin bizi. (Amin)
Meral Kurtipek’in Kaleminden: “İyi ki geldin ya şehr-i Ramazan”
